ALINTI

9.9K 274 20
                                    

Aymira yeni gelen kolileri eğilerek alıp arka tarafa doğru gitmeye başladı. Dört gündür burada çalışıyordu ve sevmişti burayı. Eğlenceli geçiyordu. Diğerlerinden daha geç geliyor ve kapanışı o yapıyordu üç gündür. Yol sorun olmuyordu çünkü babasının arabasını almıştı. Yakın bir zamanda da kendine bir araba almak istiyordu. Bunu ilk önce Ulaş ile konuşmuştu. Birlikte bakmaya gideceklerdi. Birkaç araba bulmuşlardı ve tam istediği gibiydi. Burada hiç müşteri gelmediğinde ve işi olmadığında sınava da çalışıyordu. Esma diye biri vardı ve o da burada çalışıyordu. Atanamamış bir öğretmendi. O da ona bazen yardım ediyordu. Fazlaca yoruluyordu ama genel olarak güzel geçiyordu vakti.

Şimdi ise saat dokuza geliyordu. Bir saat sonra kapatacaktı. Yeni kitaplar gelmişti onları yerleştirip etrafı topladıktan sonra çıkacaktı.

" Bunları nereye koyacaktım ya?" diye etrafına bakındı. Bölüm bölüm ayrılıyordu kitaplar. Yeni gelen kitaplar çoğunlukla tarih kitaplarıydı. Bu dört günde çok satmamıştı tarih kitapları hiç görmemişti. Elindeki koli ile birlikte o tarafa doğru yürüyüp yere bıraktıktan sonra doğruldu. Köşede duran dönen sandalyeyi alarak kolinin içinden kitapları çıkarıp sandalyeye çıktı. Boyu uzun olmasına rağmen hâlâ yetmiyordu. Parmak uçlarında yükselip dizmeye başladı. Burası da tozlanmıştı, yarın silmeyi aklına not edip dizdikten sonra diğer kitapları da eline aldı. Sandalye hiç güvenilir değildi sallanıyordu. Ekstra dikkat ederek kalktı ve diğerlerini dizdi. Bir eliyle de kenara tutundu. Yükseldiğinde sandalye birden ayağın altından kaydığında Aymira çığlık attı korkudan. Her şey saniyeler içinde olmuştu. Yere düşüp kafasını sertçe çarptığında üzerine birkaç kitap düşmüştü. Üzerinde ki eteği epeyce açıldığında bunu sorun etmeyecek kadar canı yanıyordu.

Dizi ve ayak bileği şiddetle zonkluyordu. Düşerken dizinden çat diye bir ses gelmişti ve ters dönmüştü dizi. Burada yalnızdı, bu halde be ne yapacaktı? Başını tutarak kalkmayı denedi ama kıpırdayamadı bile. Yüksek bir yerden düşmemişti ama düşerken dizinin ters dönmesi onun kalkmasını engelliyordu. Çektiği acıdan dolayı gözleri dolarken kapının açıldığını duydu. Müşteri mi gelmişti diye düşündü. Ardından Baran'nın sesi duyuldu.

" Aymira?" diyerek seslendiğinde hemen cevap verdi Aymira.

" Buradayım Baran bey." sesini hafifçe yükseltti. Yerinden yeniden kalkmaya çalıştı.

Baran sesin geldiği yere doğru gittiğinde Aymira'yı yerde görmeyi beklemiyordu. Telaşla yanına vardı eğilerek.

" Aymira iyi misin? Ne oldu?" diye merak ve endişe içinde sordu etrafına kısacık göz atarken. Devrilmiş sandalyeyi ve kitapları gördüğünde başını ona çevirdi.

" Kitapları yerleştirmek için sandalyeye çıkmıştım, birden ayağımın altında kaydı anlamadım." dedikten sonra çektiği acıdan ağlamaya başlamıştı. Baran ne yapacağını şaşırdı. Gözü kısa bir anlığına bacaklarına takıldı. Eteği kısaydı ve yukarı doğru açılmıştı. Başını hemen çevirip üstünde ki ceketi çıkararak bacaklarının üzerini örttü. Rahatsız olabileceğini düşündü.

" Kalka bilecek misin? Sana yardım edeyim." dedi ılımlı bir sesle. Aymira başını olumsuz anlamda salladı.

" Denedim kalkamıyorum, bacağım çok ağrıyor." Baranın başka yapacağı bir şey yoktu ki. O an daha da eğilerek bir elini beline atıp diğer elini ceketin üstünden tutarak bacaklarına attı ve kucağına aldı Aymira'yı.

" Hastaneye gidelim, önemli bir şey olabilir." dedikten sonra apar topar sadece ışıkları ve kapıyı kapatıp çıktılar.

Aymira çok mahcup olmuştu ve utanıyordu da. İş kazasıydı utanması gereksizdi ama yinede utanıyordu işte elinde olmadan. Baran arabasının kapısını açtıktan sonra dikkat ederek Aymira'yı arka koltuğa bıraktı. Ardından diğer tarafa geçerek hiç bacaklarına bakmadan iki bacağını da koltuğa uzattı.

" Baran bey çantam ve telefonum içeride kaldı. Onları alabilir misiniz?" Babasına haber verecekti. Onlar hastaneye gidene kadar babası da varmış olurdu. Daha fazla yük olmazdı en azından.

Evvettt nasıl bulduk Alıntıyı?

Baran hakkında ne düşünüyorsunuz? Bölüm bir hafta sonra falan gelecek o güne kadar beklemenizi istemedim güzellerim...

RECA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin