20. Bölüm

25.4K 744 119
                                        

Merhabalar... Daha on beş gün olmadan bölüm geldi. Son günlerde çok fazla düşündüm burayı çok fazla aksattım. Tam olarak da döndüm diyemiyorum çünkü sonra bir şey oluyor ve size karşı mahcup oluyorum. Sınırları da kaldırma kararı aldım. Sadece içimden geldiği gibi yazacağım. Eminim ki siz de bana destek olacaksınız :) size güveniyorum güzellerim.

Keyifli okumalar..

En büyük hayaliniz neydi? Benim çokta uçarı kaçarı bir hayalim yoktu. Hepsi oldukça sıradan, ama ayaklarımı yerden kesecek mutluluk getiren hayallerdi. İlki kendi ayaklarımın üstünde durmaktı. Kimseye muhtaç olmadan yaşamaktı ki, bunu başarmıştım. İkinci hayalim ayaklarımı yerden kesecek bir arabaydı, kendi paramla aldığım bir araba. Bunu Muğla'ya gidince halledecektim. Kenarda birikmiş param vardı. Üçüncü hayalim ise sevdiğim adamla mutlu ve birlikte olmaktı.

Ve ben şu an sevdiğim adamın koynundaydım. Rüya gibiydi ama değildi. Ulaşın gögsünde uzanıyordum. Üstümde tam havaya uygun kısa bir gecelik varken, onun üstünde baksırından başka hiçbir şey yoktu. İlk başta utanırdım sanıyordum ama hayır utanmamıştım. Kendimi on yıllık evli gibi hissediyordum. Öyle rahattım onun yanında. Hatta o kadar rahattım ki, onun gözünün önünde soyunup giyinmiştim. Ulaşın saçlarımdaki eli uykumu getirirken inatla uyumamaya direniyordum.

" Şu halimize bak, hâlâ inanamıyorum. Hep kurdum bu anın hayalini. Şimdi gerçek olması, inanılır gibi değil." dedi tok erkeksi sesiyle. Elimi gögsüne bastırıp doğrularak ona baktım. Yüzlerimiz birbirine çok yakınken, saçlarım onun yüzüne dökülüyordu. Ulaş gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Onu bu derece etkilemek içimde ki kadınlığı şahlandırıyordu.

" Ben daha fazlasının hayalini kurduğumu söylesem çok mu edepsiz olurum komutanım?" dedim ona iyice yaklaşırken. Uzun tırnaklarımı çıplak gögsünde gezdirirken onu süzmeyi de bırakmıyordum. Ulaş'ın tam gögüs kafesine tekme atmışım gibi nefse vermesi, içimden sinsi bir şekilde gülmeme neden oldu.

" Mira çok yanlış yollardasın güzelim. Dön o yoldan sonu kötü olur." dedi kendine zor engel olur gibi. Kendini neden bu kadar kasıyordu ki? Benim açımdan mı korkuyordu? Pişman olmamı mı istemiyordu? İyi de o benim sevdiğim adamdı. İlerde ne olur bilinmezdi ama onunla geçirdiğim hiçbir andan pişman olmazdım.

O yüzden üstüne gidecektim. Onu zorlayacak ve istediğimi alacaktım.

İçimde ki edepsiz yanım bana şaşkınlıkla bakıyordu. Ben de kendimden çok beklemiyordum böyle bir şey ama, ikimiz de yetişkin insanlardık. Birbirimizi seviyorduk ve eninde sonunda olacaktı bir şeyler. Ha şimdi ha sonra ne fark edecekti ki? Ben eninde sonunda ona ait olacaktım.

" Ya ben yanlış yollara meyilliysem komutanım? Ya içimde ki yaramaz kızı susturmak istemiyorsam?" diyerek kendimi iyice toparladım ve onu gögsünden iterek başının yastığa düşmesini sağladım. Dikkatle ne yapacağımı izliyordu. Ne kadar ileri gideceğimi merak ediyordu. Peki gösterelerim o zaman ne kadar illeri gittiğimi. Kalçamı kaldırıp onun tam karnına oturdum. Üstümde ki siyah gecelik o kadar kısaydı ki, kalçalarımı anca kapatıyordu. İçimde sütyen yoktu ve gecelik içimi gösteriyordu. Dikleşen gögüs uçlarım olduğu gibi onun gözünün önündeydi.

İlk defa bir erkekle bu kadar yakınlaşıyordum. Ve bunu sevdiğim adamla yaşıyor olmak beni hem rahatlatıyor hemde delicesine heyecan yaşatırıyordu. Bildiğim tek bir şey vardı ki, asla pişman olmayacaktım.

" Mira, güzelim zaten kendimi zor tutarken şimdi bu yaptığın," dedi ve uzanıp öperek susturdum onu. Bu gece biz susup bedenlerimiz konuşsundu. Ruhlarımız ilk defa çırılçıplak kalıp birbirlerini görselerdi. Ona yaralarımı, korkularımı, kendimden bile sakındığım duyguları gösterecektim.

RECA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin