16. Bölüm

28.7K 919 1.3K
                                        

Merhaba... Biz geldik. Biraz uzun bir zaman oldu ama uzun bir bölümle gönlünüzü alacağım. Yazarken keyif aldığım bir bölüm oldu. Umarım sizde okurken keyif alırsınız.

İki gün sonrası için Dildadeyi atacağım ona da uzun zaman oldu. Sonrasında Meva ve en son eğer Harenin sınırı geçerse ona yeni bölüm atacağım.

Sınır : 300 oy 1500 yorum

Şimdi ben aradan çekiliyorum size keyifli okumalar güzellerim.

Geçmiş zaman...

Merve'nin doğum günüm için aldığı, oldukça pahalı olduğu için istemediğim elbiseyi şimdi onun zoruyla giyiyordum. Siyah ince askılı, gögüs dekolteli, vücudu saran şık bir bir elbiseydi. İçinde rahat hissedememiştim. Sanki ' ben buradayım' der gibi bağırıyordu. Üstelik bugün benim için çokta önemli bir gün değildi. Eymen Ulaşın kuzeninin düğünü vardı. Merve de sırf Ulaş da gelecek diye beni bu düğüne hazırlıyordu. Tamam İdil ile ben de arkadaştım, düğününe de seve seve gelirdim ama bu elbise aşırıya kaçıyordu.

Resmen gelinin kız kardeşi gibi olmuştum canım!

" Ya Merve, Allah sana tependen baksın. Bu ne ya? Şu halime bak, resmen gelinin kız kardeşi oldum. Başıma pul da dök de tam olsun. Rezil edeceksin beni ya, bari makyajı sil. İkisi de çok abartılı." diyerek Merve'ye sızlandığımda pekte umurunda olmamıştı. Gözlerini devirip, ellerini omuzuma koydu ve aynadan yüzüme baktı.

" Saçmalama Aymira. Sadece bordo bir ruj sürdüm ve her zaman yaptığın ten makyajını yaptım. Gayet şık duruyorsun, ne alaka gelinin kız kardeşi? Çok güzel oldun böyle. Hem düğüne abim de katılacak biliyorsun. Neden inat ediyorsun ki? İstemez misin seni böyle görsün? Bence istersin. O yüzden senin en yakın arkadaşın olarak bunu kendime bir görev bildim bebeğim. Ya kızım ben bile bıktım artık bıktım. abimim seni fark etmemesinden, sen hala otur burada kös kös. " dedi sonlara doğru azarlar bir biçimde.

" Ayrıca biz piknik yapmaya gitmiyor muyuz? Bu elbiseye pikniğe mi gidilir Allah aşkına?" dedim aynadan kendime bakarken. Aslında sade bir elbiseydi ama yine de benim bildiğim piknik yapmaya spor kıyafetlerle gidilirdi.

" Amma abarttın Aymira. Normal bir elbise bu, asıl böyle yerlerde giyilir. Ayrıca sen cidden oraya sadece piknik yapmak amacıyla mı gitmeyi düşünüyordun?" diye sordu. Anlamamıştım başka ne için gidecektim ki?

Merve gözlerini devirip başını iki yana salladı ve takrardan bıkkınca bana baktı.

" Abim de gelecek diyorum, seni bu evin dışında başka yerde de görecek diyorum, piknik bahane oynaşmak şahane diyorum. Diyorum da diyorum yani." Dedi göz kırparak. Bu sefer de ben ona göz devirdim. Evin içinde çok bakıyordu da sanki bana, adam beni görmüyordu be.

" Öyle bir anlatıyorsun ki, sanki bu kapıdan çıktıktan sonra adam deli divane bana aşık olacak. Ben artık kestim umudu, valla bak olmaz yani. O abin olacak kütük bakmıyor bana. Görmüyor duymuyor yahu." Son cümlemde sesimin biraz fazla çıktığını fark ettiğimde, dudağımı ısırıp sustum. İnşallah biri duymamıştır.

" Bak buraya yazıyorum, bir gün öyle bir gün gelecek ki, abimin gözü senden başka kimseyi görmeyecek. İşte o gün geldiğinde ben de zil takıp oynayacağım." Diyip kıkırdadığında, arkamı dönüp aynadan kendime baktım. Derin bir iç çektim.

Gelir miydi ki o günler?

...

Yaşadığım anlık panikle kendimi Ulaştan çekmek isterken, o belimden tutarak beni engelledi. İşaret parmağını Merve'ye doğru sallarken, çenesi kasılmış ve kaşlarını çatmıştı.

RECA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin