17. Bölüm

25.6K 828 1K
                                        

Merhaba.. Biz geldik, nasılsınız? Ben çok iyiyim. Sonunda taşındım ve düzenimi oturttum. Ve size bir süprizim olduğunu söylemiştim duyurularda. İki tane yeni kitap yazmaya başladım ve onları yayınlamaya karar verdim. Bir iki haftaya gelir bölümler. Kendimi asla durduramıyorum, sürekli yazmak istiyorum. Yaklaşık 6 yıldır yazıyorum bir nevi terapi gibi benim için. Umarım sizde yazdıklarımı keyifle okuyorsunuzdur..

Bölüm sınırı : 1000 yorum

Bölüm şarkısı : Buray - Alaz alaz

Bir buçuk saatin sonunda fethiye'ye gelmiştik sonunda. Teyzem bizim için odaları bile ayarlamıştı. Yaklaşık bir on gün kadar kalacaktık. Valizi yerden kaldırıp yatağın üstüne bıraktım. Odaya kısa bir göz attım. İki tane tek kişilik yatak karşı karşıya konulmuştu. Yanlarında bir çekmeceli komodin vardı ahşap renginde. Hemen karşı da bir televizyon, altında da ünitesi vardı. Hemen yan tarafında mini bir buzdolabı duruyordu. Kapının sol kısmında küçük bir banyosu vardı. Dört katlı, her katta dört oda bulunan küçük sevimli bir oteldi. Uygun fiyata verdiği için de, epey müşterisi oluyordu.

Valizi açarak içinde ki kıyafetlerimi dolaba yerleştirmeye başladım. Ablam benden hızlı çıkmıştı. Geldiğimiz gibi hemen yerleştirip sonrasında teyzemin yanına gitmişti. On dakikanın sonunda benim de işim bittiğinde, telefonumu ve odanın anahtarını alarak çıktım. Hemen karşı odadan da bir adam çıktığında, başıyla selam verip küçük bir tebessüm etti. Aynı şekilde selam vererek, dışarı havuz kısmına geçtim. Teyzemlerin kaldığı daire hemen oradaydı. Merdivenleri çıkıp kapıya tıklattım. Kapıyı Asmin açtığında, " Nerde kaldın kızım? Öleceğim açlıktan. Sen gelmedin diye de teyzem dokundurmadı hiçbir şeye."

" Geldim işte." Diyip onu geçerek mutfak kısmına geçtim. Teyzem mutfak önlüğünü takıp, saçlarını da toplayıp, hamur kızartmaya başlamıştı. Beni görünce elinde ki maşayı kenara bıraktı.

" Geldi teyzesinin güler yüzlüsü. Senin bu ablan sabahtan beri şikayet ediyor, hep söyleniyor. Nasıl huysuz nasıl huysuz bir gör. O anasına çekmiş, sen bana teyzene çekmişsin. Boşuna dememişler kız teyzeye çeker diye." Diye neşeli neşeli konuşup, işine devam etti. Onun doğrusu kız halaya çeker değil miydi? Ben mi yanlış biliyordum? Sessiz kalıp ona yardım etmek için, ellerimi yıkayıp tabakları içeri taşımak için tepsiye dizmeye başladım.

" Teyze onun doğrusu, kız halaya, oğlan dayıya derler. Tabii sen yine kendine göre ayarladın." dedi Asmin teyzeme bakarak. Teyzem omuzunun üstünden ona dönüp, hadi oradan bakışı atıp önüne dönüp. Kahvaltılıkları tepsiye dizip arkamı döndüm götürmek için. Asmin ile yüz yüze geldiğimiz de," yardım edecek misin yoksa sadece yemekle mi uğraşacaksın? " Dedim tek kaşımı kaldırarak. Gözlerini kısıp dudaklarını büzüp bir şey demeden, ocaktan çaydanlığı aldı. İçeri geçtim ve tepsiyi masanın üstüne bıraktım. Zeynep de hemen karşı koltukta oturuyor ve kucağında ki kediyi seviyordu. Birisinin geldiğini fark ettiğinde başını kaldırdı ve gülen yüzüyle karşılaştım. O görmese de tebessüm edip onun yanına oturdum. Başını çevirdi, elini ellerimin arasına aldım.

" Ne kadar güzelleşmişsin Zeynep. Hem büyümüşsün de, kilo almak saçlarını uzatmak sana çok yakışmış. Parıldıyorsun güneş gibi." dedim içten bir sesle. Yalan değildi ya da abartı. Gerçekten güneş gibi parlıyordu. Kestane rengi saçları dolgun ve beline kadar geliyordu. Beyaz tene sahip, oldukça güzel biriydi.

" Herkes bunu diyor, keşke ben de bu halimi görebilseydim Aymira. Hiç kabullenemiyorum bu halimi. Sonsuza kadar böyle mi sürecek? Hiç aşık olamayacak mıyım? Aşık olduğum adamı hiç göremeyecek miyim? En çok ne dokunuyor biliyor musun, yavaş yavaş annemin ve babamın yüzünü unutuyorum. Anneme bazen dokunuyorum ona anlattırıyorum kendini ama, ya babam? Onu tamamen unuttum. Anneme belli etmiyorum ama çok üzülüyorum halime. " dedi kısık sesiyle, gözleri de anında dolmuştu. Etrafında annesinden başka kimsesi yoktu derdini anlatacak. Teyzeme de anlatamıyordu üzülür diye, hep içine atıyordu. Avuçlarımda ki elini sıktım canını yakmadan. Keşke elimden bir şey gelseydi, her ne olursa olsun yardım ederdim ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. Konu sadece para da değildi, o bir şekilde ne yapıp edilip bulunurdu. Doktorlar artık ümidi kestiğini söylemişti.

RECA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin