0.1

5.6K 202 334
                                    


      Bu kitapta geçen kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.

°°°

Zehap:
Sanı, sanma, zannetme.

'İnsan; zanların, oyalanmaların ve zehapların devletiydi."

~Şule Gürbüz~

~Şule Gürbüz~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🖤

Üşüyen ellerini kabanının küçük ceplerine sıkıştırıp adımlarını daha da sıklaştırdı.
Henüz yeni yeni yağmaya başlayan kar gittikçe şiddetleniyordu, yeryüzüne adeta hakimiyetin onun elinde olduğunu belirtmek ister gibi her yeri beyaz kristallerle hunharca donatıyordu.

Derin bir nefes çekti ciğerlerine, soğuk hava burnundan geçince kömürün baskın kokusunu duyumsadı. İşte kışı sevmemek için bir neden daha diye düşündü ardından derin bir nefes daha alarak gözlerini kaldırımdan çekerek gökyüzüne doğru kaldırdı. Soğuk, beyaz kristallerin üstüne üstüne yağması, başının döndüğü hissini veriyordu.

Bu sadece bir his değildi onun için. O öyle olduğuna inanıyordu, hem belki gerçekten öyleydi, kim bilir? İçinde huzurla kanat çırpan kelebeklere bir tebessüm armağan etti.

Çatlak dudaklarında yer edinen kırık tebessümle yeniden gözlerini ayaklarına sabitledi, adımları gittikçe hızlanırken birkaç metre sonra vardığı kafenin kapısını hızlıca açıp aynı hızla soğuktan nasibini almış bedenini içeri attı. Ahşap, cam kaplı kapıyı ardından kapayıp boynundaki atkının tek düğümünden de kurtuldu. Sağ tarafa dönüp cam kenarındaki mavi renkli masaya uzun bir süre baktı, yüzüne yayılan tebessümle ahşap masaya doğru küçük adımlarla ilerledi. Masayla aynı renge sahip sandalyeyi çekip sakince oturdu. Kolundaki bez çantasından az önce satın almış olduğu kitabı masanın üzerine bıraktı.

Yanına yaklaşan adım sesleriyle gözlerini kitabın kapağından çekip gelen kişiye baktı, Ömer'di, Son zamanlarda sıklıkla uğradığı bu kafenin çalışanı, aynı zamanda samimi bir arkadaştı. Dudaklarına samimi bir gülümseme yayıldı.

ZehapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin