4.8

196 10 1
                                    

Bu kitapta geçen tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.

Ölü bedenlerden yükselen çığlığa sağırdır insanoğlu.

°°°

Bütünüyle yok olabilir mi insanoğlu? Hayır, hayır bu mümkün değil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bütünüyle yok olabilir mi insanoğlu? Hayır, hayır bu mümkün değil. Çünkü hiçbir anı, gerçek anlamda yok olmaz, hatıralardan silinip süpürülse dâhi her anı, var olduğu zamanda sonsuz bir döngüde sürüp gider.

Acı unutulmaz, acı yutkunduğunda da geçmez. Acı, var olduğun sürece, nefes alıp verdiğin her an, daha da büyüyecek, sadece farkında olmayacaksın. Seni kendine alıştırır, bir yanılgıya düşürür. Yanılgının adı, unutmak olarak geçer her sözlüğe her zihne... Seni yaşatan yanılgıların ne tuhaf düzeneği var, değil mi?

Siyah arabanın üstüne art arda düşen bedenler, arabada küçük göçükler bıraktıktan hemen sonra kayıp yere düştüler. Kırmızı sıvı, arabanın camlarını boyarken Şira, donuk bakışlarla açık camdan içeriye damla damla düşen kanı izliyordu. Sağ tarafında çığlık çığlığa bağıran kadının sesi, ona ulaşmıyordu.

Hissizce bilgisayar ekranına dönerek tek bir şeye odaklanmış olan kameraya, Kaya'nın kesilen boynuna, bakıyordu.

"Öldü," dedi boğazını delip geçen kelimenin asıl anlamını unutmuş, öylece söylemiş gibiydi.

Kulağına kesik kesik gelen nefes seslerine kendi nefes sesleri eklenirken ellerini şakaklarına yasladı. Arabanın dışından onlara seslenen yabancı seslere dönerek gülmeye başladı.
Kısık gülümsemesi koca kahkahalara dönerken dışardan açılan kapının önünde Emre'nin bedeni belirdi.

Emre'nin endişeli gözleri Zeynep'e kayarken vakit kaybetmeden arabanın içine girerek korkuyla sarsılmış olan kadını kolları arasına aldı. "Canım," dedi içi gider gibi. Kollarını genç kadına sararken yüreğindeki arbede az da olsa dinmişti. "Emre," dedi Zeynep, ilk defa ismini söylerken titrediğini hissetti. Kollarını Emre'nin beline hiç tereddüt etmeden sararken bakışları deli gibi gülen Şira'ya kaydı.

Arabanın açık kapısının önünde dizilmiş olan üyeler, endişeyle Şira'ya bakıyor, sessizce onu izliyorlardı.

"Bak," dedi Şira kahkahaları arasından. "Bak," dedi tekrar ederek, ellerini şakaklarından çekerek önündeki bilgisayarda sabit duran görüntüyü göstererek üyelere döndü. Kendisine acıyarak bakan gözlere teker teker bakarken kahkahası son buldu. Omuzları düşerken yüzü acıyla buruştu. "Yine yalnız kaldı," dedi alt dudağı şiddetle titremeye başlarken üyelerin yüzünde beliren aydınlamayla hafifçe gülümsedi.

ZehapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin