4.3

210 12 0
                                    

      Bu kitapta geçen tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.

     Sınır gelsin yalnızlığa, çok fazla olmasın, insanı bir dar ağacına sürükleyecek kadar artmasın, acıtmasın.

°°°

"Luka," dedi genç kız. Bacaklarını kendine doğru çekerek başını dizlerine yaslamıştı. "Sence Aren, yakınlarda mıdır?" dedi sesi sonlara doğru kalbinde hissettiği sancıdan dolayı kısılmıştı. Beş yıl olmuştu, beş yıl önce Aren'i alıp götürmüştü. Luka, masanın üstündeki test kitabından başını kaldırarak dalgınca yerdeki boşluğu izleyen kıza baktı.

Elindeki kurşun kalemi kitabın arasına sıkıştırarak kitabı kapattı. Eskisi gibi değildi, duygularını gizlemeyi öğrenmişti artık.
"Çok uzakta olmalı," dedi tereddüt etmeden.

Genç kızın yerinde hafifçe sallanarak bakışlarını ona yöneltmesiyle yaş dolmuş gözlerine kızgın bir şekilde baktı. "Doldurma yeşillerini hemen, burada olsaydı yani yakınlarda olsaydı illaki yanımıza gelirdi."

Şira, başını onaylayarak sallayıp zorlukla tebessüm etti. "Biliyorum ama sanki buralarda gibi hissediyorum. Bazen kokusunu alıyorum, çok yakında sanki." diyerek bacaklarını uzatarak başını arkasındaki kanepeye yasladı.

"Sende hissetmiyor musun? Bazen elleri saçlarımda geziniyor, nefesi tenimi gıdıklıyor," dedi. Kendi dediklerine kıkırdayarak Luka'nın ifadesizce bakan gözlerine baktı.

"Ya da kafayı yiyorum." Yüzündeki gülümseme bir bıçak gibi kesildi, başını sağa sola sallayarak ayaklandı. "Burada değil," dedi Luka. Buna inanmak istiyordu, başka türlüsünü düşünemez, kabullenemezdi.

"On dokuz yaşındadır şimdi, sence sakalları gelmiş midir?" diyerek Luka'nın oturduğu koltuğa doğru yürüdü. "Yoksa o da seni gibi köse midir?" dedi hafif alayla. Luka, gözlerini devirerek Şira'nın kolunu tutup onu koltuk altına sıkıştırdı.

"Ağabeyinle dalga geçiyorsun ha?" Sesine sinir yansıtmış, Şira'nın kafasını dağıtmaya çalışıyordu.

Şira, ellerini Luka'nın beline sararak boynundaki belirgin yanık izine dudaklarını bastırdı.  "İyi ki sakalların yok, seni öpmek zorlaşırdı," diyerek kendisine gülümseyerek bakan Luka'ya göz kırptı. "Onun yüzünü unutuyorum," dedi gözlerini kaçırarak başını Luka'nın göğsüne yasladı.

"Bizden habersizce büyüyor, bu şekilde düşünmekten nefret ediyorum ama kendime yediremiyorum." Gözlerini kapatarak Aren'in nasıl biri olduğunu hayal etmeye başladı, neredeyse her zaman yaptığı gibi.

"Çok saçma, çok saçma biliyorum ama onu düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi."

ZehapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin