0.9

935 82 8
                                    

Bu kitapta geçen tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.

Keyifli okumalar.

Başlıyoruz♡



°°°

Öfke ile büyüyen gözlerine hiç çekinmeden dik dik bakmaya devam ettim.

İleri mi gitmiştim?

Belki...
Kim bilir?

Yerimde dimdik durmak için üstün bir çaba sarf ediyor olmama rağmen vücudumun zangır zangır titrediğini hissedebiliyordum. Aramızdaki mesafeyi kapatmak için bir adım attı, yağmurdan dolayı sulanmış olan kardan çıkan ses, içime fazla gelen korkuyu tetikliyordu, yaklaşmasın diye korkuyla bağırdı zihnim.

Titrek bir nefes aldım, durmadı bir adım daha attı. Geri gitmek istedim ama korkmadığımı göstermek için hareketsizce bana doğru gelmesini bekledim. Aramızdaki mesafe en aza inerken nefes almayı bıraktım, elimde değildi. Uzun boyundan dolayı yüzünü bana doğru eğdi. Gözlerindeki kara delik beni içine çekerken yutkunmamak için yanağımın iç kısmını sertçe ısırdım

''Ben, " dedi sesindeki öfke kendini açıkça belli ederken. "Kendi işimi kendim hallederim.
Birini öldürmek istersem eğer, bunu yine kendim yaparım, başkasına yaptırmam!"

Ürperdim.

Sessiz ama tehlikeli bir tını kullanmıştı. Gözlerini üzerimden çekmeden yüzümün her ayrıntısında ayrı ayrı dolaştı yeşil hareleri. Sol avucum yumruk halini alınca nefes alabilmek adına bir adım geriledim. Evet, amacım sadece nefes alabilmekti bu durumda. Benim geri adım atmam ile o da durmamış bana doğru bir adım atmıştı. Aramızdaki mesafenin artması için can atan zihnim onun atakları ile imakansızlaşıyordu.  Bir şey söylemesini bekledim, en azından inkar etmesini.. Ama o sağ tarafımdan öylece geçip gitti.

''İki polis memuru... Kapının önüne iki polis memuru geldi. Tek bir duygu belirtisi barındırmadan babamın kendini astığını söylediler.'' Belki gitmişti belki de beni duymuyordu bile. Sesimin nasıl çıktığını umursamadan devam ettim.

''İnanmadım, inanmadım hatta apartmanı inletecek bir kahkaha attım. Benim babam dedim, intihar eder mi hiç? Etmez, etmemeli.''

Sızlayan burnum ile alt dudağımı sertçe dişledim öyle ki dudağımdan akan sıvıyı hissettim. Umursamadan devam ettim. ''Annemin feryadıydı, beni kendime getiren. Babam gerçekten ölmüştü o an inandım. Bir dahaki gün cenaze töreni vardı ama ben gitmedim, gidemedim ki.''

Ağzımdan kaçan hıçkırık ile tüm gardımı indirdim. Ağlarsam zorlaşacaktı. Gülümsemek için zorladım kendimi. Düşen omuzlarımı kaldırmaya çalıştım ama sonuçsuz kaldı. 'Gidersem inanırdım, inanırsam babam gerçekten ölmüş olacaktı. Sanki gerçekten ölmemiş gibi.'

ZehapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin