Bu kitapta geçen tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.
Ah çiçeğim,
bırak artık bu dünyadan incelik beklemeyi.°°°
3 saat önce...
Yaklaşık üç metre kadar boyu olan kapıdan geçerken renkli ışıkların bile aydınlatmaya yetmediği katran kadar kara olan ve adına eğlence merkezi denilen bu yerin içindeydi artık. Bir kara partner gibi avına odaklanmış, yoluna giren hiçbir engeli umursamadan tam karşısında zevzek zevzek gülen adama kitlenmişti. Birkaç bedene çarparak yolun yarısını bitirdi. Koca salonun tam ortasında dururken başını kaldırarak tavandan sarkıtılan dev ışık topuna baktı. 'Eğlenceyi sahte ışıklarla renklendiren saçma insanlar,' diye mırıldandı.
Kendinden geçmiş bir vaziyette dans eden bir kadın kendi etrafında dönerken yüksek, sivri topuklu ayakkabası parmaklarını ezdi, başını hızlıca önündeki bedene indirdi. Arsız birkaç küfür mırıldanırken kadının ayağını çekmesi ile onu itmek için eldivenli ellerini omuzlarına koydu ama göğsüne anca yetişebilen kadın başını birden kaldırarak onunla göz göze gelince sertçe yutkundu. Al olmuş yanakları ve gözleriyle dev gibi duran adama bakarak kıkırdadı.
'Az önce evlendik galiba,' dedi ve bir kıkırtı daha kaçtı ağzından. Luka kadının kendinden geçmiş gibi baygın bakan kara gözlerine bakarken ne dediğini duymak için kulağını ona yaklaştırmıştı. Siyah saçları ensesinde sıkı bir topuz yapılmış olan kadına alayla baktı. 'Ben hâlâ evet demedim,' dedi. Kara gözlerini açık tutmakta zorlanan kadın elindeki bardağı ayaklarının önüne rastgele fırlatırken gülmeye devam ediyordu. Luka, dik duramayan kadının arkasından avına baktı. Hala aynı şekilde gülümseyen adamın kızaran burun kanatları uzak mesafeden bile belli oluyordu. Sertçe soludu fakat maskesine uzanan ince ellerle bakışları yeniden küçük kadına indi.
'Gelin bey duvağınızı açabilirsiniz,' dedi sesini kalınlaştırarak. Luka'nın çekik gözleri hayretle açıldı. Evet, kadın sarhoştu ama yine de şaşırmıştı işte. Maskesini indirmeye çalışan kadının bileklerini sertçe tutarken acıyla inledi kadın. Luka, tuttuğu ince bileklerdeki baskıyı azaltırken kadın çoktan gözlerini doldurmuştu bile. Gözleri kısa süre önce ağladığını belli eden kadından uzaklaşmak istediğinde küçük kadın geçmesine izin vermedi. 'Seni mahkemelik ederim, tazminat davası açarım. Nerde görülmüş evli çiftin ilk geceden kavga ettiği,' dedi. Omuzları sarsıla sarsıla gülen kadına tuhaf bir şekilde bakmayı sürdürdü Luka.
''Bak, buradan hemen gitmeliyiz, yoksa beni yeniden alıp götürürler. Sırtımda yer kalmadı, hem daha iyileşmedim,'' dedi kısık sesle. Luka, kadının birden matem havasına bürünen gözlerine dikkatle baktı.
Normalde kimseyle konuşmazdı ama bu kadını merak etmişti. ''Kim?'' diye sordu merakla, hâlâ adını bile bilmediği kadına. Küçük kadın birden elleriyle ağzını kapattı, muhtemelen alkol midesini bulandırmıştı. Birkaç saniye tavana bakarak derin nefesler almaya başladı. Ellerini ağzından çekerek kocaman açtığı gözlerle Luka'ya baktı. Kara gözleri hızlıca dolarken Luka'nın göğsüne sertçe vurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehap
Teen Fiction°°° ''Ağlama! Gözlerin yeşilken güzel, onları buğulu olunca göremiyorum,'' dedi gaza biraz daha yüklenirken üzerindeki bakışların yoğunluğunu hissedebiliyordu, dayanamadan yeniden döndü Şirasına. Yeşilin kendince en güzel tonuydu onun gözleri, yeşil...