4.6

217 13 0
                                    

Bu kitapta geçen tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.

     Aslında hepimiz yalnızdık sadece farkında değildik.

°°°

Sabah teyzesinin ördüğü saçları günün yorgunluğu ve hareketliliğiyle tel tel havalanmış, gevşemişti. Sırtındaki çantayı ders programına göre hazırlamayı her seferinde reddediyor, tüm kitaplarını pembe çantasına tıka basa dolduruyordu. Omuzlarında ki ağrı çıktığı basamaklarla katlanırken her üç merdivende bir nefeslenip devam ediyordu.

Heyecanla kucağına yapıştırdığı karnesine bakarak karnenin sağ üst köşesine yapıştırılan küçük kırmızı kalplere ve sarı yıldızlara bakıyordu. Sömestr tatili, gelmiş ve heyecanla beklediği kar tatiline girmişti. Teyzesinin söz verdiği tatile hazırlanmak için hiçbir engel yoktu artık. Nefes nefese tırmandığı merdivenler bitince koridorun en sonundaki daireye seke seke yürüyordu. Karnesindeki notları teyzesine gösterince ne kadar sevinebileceğini şimdiden tahmin edebiliyordu.

Kapının önüne gelince elini zile doğru uzattı fakat aralık kapıyı görünce teyzesinin onu beklediğini düşünerek heyecanla ayağındaki pembe botlarını çıkarmaya başladı. Sol botunun her seferinde takılı kalan fermuarıyla debelenirken neredeyse ağlamak üzereydi. Dakikalar boyunca uğraştığı fermuarı indiremeyince dış kapıyı ittirerek teyzesine seslendi.

"Teyzecim, fermuarım yine takılı kaldı. Yardım eder misin?" diyerek yeniden fermuarına uzandı, açılmadı yüreğindeki heyecan kıpırtısı kaybolmaya başlayınca omuzlarındaki çantayı hırsla çıkararak kapıdan fırlattı, sinirden ağlıyordu artık.

"Teyze?" dedi herhangi bir yanıt almayınca daha da huysuzlanmıştı. Ayağındaki botun arka kısmını mermere yaslayarak çıkarmaya çalıştı ama inadına çıkmıyordu botu. Pes ederek aralık kapıdan ayağındaki botuyla girdi. Teyzesi ona kızmazdı, hem iki kere seslenmişti değil mi?

Gri boyalı duvarlara tutunarak minik adımlarla evin içinde yürümeye başladı. Bu saatlerde evin içine yayılan yemek kokusu yoktu, belki de bugüne özel dışarda yemek yiyeceğiz, diye düşünerek  gülümsedi Leyla. Yine de ilk önce mutfağa uğrayarak elindeki karneyi teyzesine göstermek istedi. Mutfağın kapalı perdeleri evin içini kış mevsiminden dolayı erkenden karanlığa boğmuştu. Kapının yan tarafındaki güç düğmesine basarak mutfağın aydınlanmasını sağladı.

Teyzesi yoktu, yarısı soyulan patatesler ve yere düşmüş domatesler vardı. "Teyzecim?" dedi ayağındaki bottan dolayı sağ ayağını havaya kaldırmıştı ama yinede botunun altındaki çamur halılara bulaşmıştı.

Arka odalardan birinin kapısı gıcırdadı, heyecanla mutfaktan çıkarak koştura koştura o odaya yöneldi. Kendi odasıydı, teyzesi onun odasında olmalıydı. Yavaşça aralanan kapıdan çıkan beden, teyzesine değil, aylar önce kendisini terk eden babasına aitti. Yoksa onu almaya mı gelmişti? İstemiyordu, teyzesinin yanında kalmayı daha çok seviyordu.

ZehapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin