1.1

845 81 6
                                    

Bu kitapta geçen tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.

Başlıyoruz♡


°°°

Karun, arkasında bıraktığı kıza bir daha dönmeden kapıdan çıkıp gitti. Şira ise dayandığı masadan güç almak ister gibi daha sıkı tutundu, masanın sivri köşesine.Sol eli göğsüne gitti, nefes alamadığını hissetti, acıyla buruştu yüzü.Titrek nefesleri arasından bir 'ah' etti, kimse duymadı.Küçük oda gittikçe daralıyordu gözünde, elini masadan çekip sersem adımlarla odanın kapısına doğru ilerledi.Kapı koluna tutunan eli bir an boşluğa düştü, bedeni daha fazla ayakta duramazken olduğu yere çöktü.Gittikçe zorlaşan soluk alış verişleri ile başını odanın tavanına doğru kaldırdı. Kalçasının üzerinde kayıp sırtını arkasındaki duvara yasladı.Sol eli göğsündeyken sağ eli kucağına düştü.

''Ne yapmışlar sana baba, kimler neler yaptı sana?''

Başını arkasındaki duvara yasladı, göğsündeki eli boğazlı kazağının yaka kısmına uzandı. Çekiştirdiği yakası yeterli rahatlığı sağlayamayınca zeminden destek alarak ayağa kalkmak için hareketlendi, hemen sol tarafında duran beyaz, ahşap kapının koluna tutundu. Açılan kapı ile bedenini eşikten geçirdi, midesinin bulandığını hissetti.Beyaz koridor onu rahatlatmadı, beyaz bir süredir onu rahatlatmıyordu. İki avucunu da midesine bastırdı, dış kapının nerede olduğunu unuttu bir anlığına.Bulunduğu beyaz, dar koridorda durdu ve birkaç kere etrafında döndü.

Başının döndüğünü hisseti, koridordan geçen insanların ona olan tuhaf bakışları, gözlerini kapatma isteğini uyandırdı. Yakın bir yerden yükslen siren sesleri ile kapının nerede olduğunu hatırladı. Uğuldayan kulaklarını sonsuza dek kapatmak istedi. Koşar adımlarla dış kapıya ilerledi.Sensörlü kapı, onun varlığı ile iki yana açılırken nefes nefese kendini dışarı attı. Attığı birkaç adımdan sonra durup derin derin nefesler çekti içine. İşe yaramıyordu, nefes alamıyordu. Ellerini şakaklarına çıkardı, ağladığının  farkına bile o an varmıştı. Yanağındaki yaşları sertçe silerken gözleri birkaç metre ötede duran adam ile kesişti.İki yanına düştü ince kolları. Başını sol omzuna doğru yatırdı, çatlak dudaklarından sessizce döküldü kelimeler.

''Yardım et, nefes alamıyorum.'' Birkaç gün önce sinirini kustuğu o adam, şimdi ona yardım edebilecek tek kişiydi.

Uzaktaydı, genç adam. Dudakları arasından çıkan feryadı duyması mümkün değildi. Olsun, diye geçirdi içinden, Şira. Duymasın ama hissetsin, istedi.

Duymadı ama hisseti, Aren. Genç kızın yardım çığlıklarına sağır olamadı yüreği. Dilinden dökülen feryadı belki işitmedi kulakları lakin gözlerindeki acıyı bu noktadan bile fark edecek kadar hassastı yüreği ona karşı, Şirasına karşı...

Belki kimse hissetmedi şiddetini, kimse duymadı ama ayaklarının altındaki taşlar ezildi, Aren'in ayaklarının altındaki taşlar feryat etti.  Şira, tam önünde, ayaklarının dibinde biten adımlar ile gözlerini sıkıca yumdu. Aradan dakikalarca zaman geçmesine rağmen kimse konuşmadı, konuşmak için bir harekette bulunmadı, kimse. Aren, gözlerini Şira'dan ayıramazken Şira, gözlerini Aren'e değdirmedi bile. Siyah postallar, bej sporların ucuna dokundu hafifçe. İçindeki onca kargaşaya rağmen tebessüm etti bu görüntüye,Şira.

ZehapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin