Bu hikayede geçen tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.
Keyifli okumalar...
Başlıyoruz♡
°°°
Dağılmış tüm dosyaları yeniden karton kutuya koydum.Çalışma odasından aldığım bantla karton kutuyu bantladım ve eski yerine yerleştirdim. Dağılmış yatak nevresimini ellerimle düzeltip odadan çıkmak için hareketlendim.
Göğsüme yasladığım kırmızı dosyayla beraber odanın ışığını söndürdüm. Yapmam gereken çok önemli bir işim daha vardı. Kapıyı yavaşça örterken arkamdan gelen sesle irkildim.
'Abla?'
Elimdeki dosyayı istemsizce daha çok sıktım. Uykulu gözlerle bana bakan Efe'ye döndüm. Uykusuzluktan dolayı kızarmış gözlerini yumruk yaptığı sağ eliyle ovalıyordu. Gözleri göğsümdeki dosyaya kaysada pek umursamadan yamacıma yaklaşıp sol elimi tuttu.
'Bebeğim, senin uykun mu geldi?'
Elini avuçlayıp onu odasına doğru yönlendirdim. Zaten açık duran kapıdan içeri girip Efe'yi yatağa oturttum. Dosyayı komidine bırakıp dolabından pijama takımını çıkartmak için ahşap dolaba yöneldim. Uykulu gözlerle beni izleyen kardeşimi daha fazla bekletmemek için elime geçen ilk takımı alıp yatağa ilerledim.
Efe, beni beklemeden üzerindeki kıyafetlerden kurtulmuştu o yüzden elimdekileri hemen üzerine giydirdim. Kıyafetlerini giydirdiğim kardeşimin gözleri kapanmak üzereyken onu yatağına yatırıp yorganı boynuna kadar çektim. Odasından ayrılmadan saçlarının arasına bir buse kondurdum.
Karşı taraftaki odama hızlıca girip kıyafet dolabımdan siyah kabanımı ve gri atkımı aldım. Dış kapının önüne gelince kabanımı üzerime geçirip atkıyı boynuma doladım. Dolaptaki postalları önüme bırakıp hemen ayağıma geçirdim. Ev anahtarını ve telefonumu cebime sıkıştırıp dış kapıyı yavaşça açtım. Kapının eşiğinden atlayıp arkamdan sessizce örttüm. Zemin katta bulunan asansöre basıp karşı evin kapısına yöneldim. Zile bastığım parmağımı hiç çekmeden kapının açılmasını bekledim birkaç saniye. Kapı kolunun hareketlendiğini görmemle ellerimi zilden ayırdım. Nagihan teyze bir yandan başındaki beyaz yazmayı düzeltmeye çalışıyor diğer yandan da bana çatık kaşlarla bakıyordu.
'Hayrola kızım, ne oluyor?'
'Nagihan teyze, çok acil bir işim var. Efe evde uyuyor. İki saate geri dönerim sen arada Efe'yi kontrol edebilir misin?'
Nefes almadan kurduğum cümleyle karşımdaki yaşlı kadın hayretle yüzüme baktı. Cevap vermesini beklemeden cebimden çıkardığım anahtarı avucuna bıraktım.
''Kızım önemli bir şe..." Onun merakını gideremeyecek kadar acelem vardı o yüzden hiçbir şey söylemeden hızlıca asansöre doğru ilerleyip asansöre aceleyle bindim. Karşımdaki aynaya yansıyan aksimle yüzümü buruşturdum. Hastalıklı, soluk benzim her zamanki gibiydi. Aynadaki yansımama fazla takılmadan kapıya döndüm. Yavaş hareket eden asansör, içimdeki heyecanı arttırırken gözlerim göğsüme dayalı olan dosyaya kaydı. Midemin bulandığını hissettim. Gerilmiştim, önemsemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehap
Teen Fiction°°° ''Ağlama! Gözlerin yeşilken güzel, onları buğulu olunca göremiyorum,'' dedi gaza biraz daha yüklenirken üzerindeki bakışların yoğunluğunu hissedebiliyordu, dayanamadan yeniden döndü Şirasına. Yeşilin kendince en güzel tonuydu onun gözleri, yeşil...