Zehap

3.8

    
      Bu kitapta geçen tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.

°°°

Bileğinin iç yüzündeki yanık izine bakarak derin bir iç çekti, genç çocuk. Yeşil gözleri, derinlere hapsettiği acıyı saklamakta zorluk çekiyordu artık.

"Biliyorsun sevgili yeğenim, senin yerin bende hep ayrıdır."

Dayanmış olduğu korkuluktan aşağı uzattığı bakışlarındaki sinsilik parlıyor, kendini gizleme gereği duymuyordu. Parmakları arasından yükselen tütün kokusunu ciğerlerine çekerek sadistçe gülümsedi.

"O yüzden," dedi bakışlarını Aren'in düşünceli ifadesine değdirerek munzur bir ifade bürüdü, kararmış suratını. "Seni annene getirdim," diyerek sözünü sonlandırdı.

Aren ise, saatler önce olduğu yeri, kendisine doğum günü pastası hazırlayıp mutlulukla kutlama yapan arkadaşlarını düşünüyordu.
"İstemiyorum," dedi zor duyulan sesiyle.
Her şeye rağmen dik duran başı bile önüne düşmüş, gözlerini bileğinden çekmiyordu.

"Onu istemiyorum," dedi kararlılıkla.

Karun'un sinsi gülüşü anında dudaklarını kolaçan ederken hoşnut bir tonlamayla konuştu. "İşte bu yüzden, favorimsin ya!" diyerek parmakları arasındaki sigarayı balkondan aşağıya attı.

"Şimdi, sevgili yeğenim. Seninle minik bir anlaşma yapmak istiyorum," diyerek Aren'in tam karşısında duran ahşap sandalyeyi çekip üstüne kuruldu.

Karun'u ifadesiz bir şekilde izleyerek boş bakışlarını yüzünde gezdirdi. "Bu gece ya anneni tercih eder esaretimden kurtulursun ya da o bitli veletleri tercih eder sonsuz esaretime boyun eğersin,' diyerek cebindeki sigara kutusuna uzandı. Eski, gümüş kutu klik sesiyle aralanırken kaşlarını derince çattı Aren.

Bu saçma anın bir an önce son bulmasını, buradan hemen çıkıp o izbe eve girmeyi deli gibi istiyordu.

"Bu seçeneklerin sonucu bu kadar basit mi?" diyerek gözlerini şüpheyle kıstı.
Karun, kendisine delici bakışlarını gönderen genç çocuğun gözlerine aynı şekilde karşılık vererek sigarasını elindeki çakmakla tutuşturdu.

"Aferin, aferin sana çocuğum," diyerek tutuşan sigarayı ince dudakları arasına bıraktı. "Zekisin,'' diyerek içine çektiği dumanı, önünde direniş gösteren yeşil gözlerin sahibinin yüzüne üfledi.

Aren, yüzüne üflenen zehirli dumandan etkilenmeden omuzularını dikeştirdi. "Seni biliyorum, sen," dedi yüzündeki tiksintiyi gizlemek için büyük bir çabanın içine girdi. "Şeytanın düşen tacını kafana geçirmişsin,'' diyerek sırıttı.

Kendisini, hiçbir duygusunu belli etmeden analiz eden çocuğun dik omuzlarını keyifle izleyerek sigarasından derin bir nefes çekti.

Aren, içinde yükselen öfkeye rağmen ellerini yumruk yaparak sakin bir izlenim yarattı. "Seçeneklerin sonucu ne?" derken Karun'un aklından geçen tehlikeli planı öğrenmekti amacı. Sigaranın mavi dumanı karanlık, yaz gecesine karışırken sağ gözünü kısarak genç çocuğun merakla parıldayan yeşillerine baktı.