5.2

259 11 0
                                    

      Bu kitapta geçen tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.

"Yaraları çok."

"Saralım?"

"Kabuk bağlamışlar ama..."

°°°

.

Beyhude bir yaşamın kimse tarafından fark edilmeyen bir köşesine fırlatılmıştı bizim çocukluğumuz. Bazılarımızın kimsesi yokken bazılarımız, birbirini kimse edinmişti.

Üç katlı bir binanın her katında üç daire, her dairede de üç çocuk vardı. Ben, Luka ve Aren, kokuşmuş bir dairede birbirimize kimse olurken kimse bizi fark etmedi. Orada, kimse kimseyi fark etmiyordu aslında.

Birçoğu kimsesiz olan çocuk, sanki yeterince yalnız değilmiş gibi, kimsesizliğe mahkum edilmişti.

Aslında biz, üçümüz, en şanslı olanlardık.
Biz, birbirimize alışmış, birbirimize bağlanmıştık ama diğerleri, onlar, öyle değildi.

18 Temmuz 2014,

Sıcakların kavurduğu o yaz gecesi, bir çocuk açlıktan ölmemek için, kendi dairesindeki  küçük bir kızı katletmişti. Kuru bir ekmek için, katledilen kız, katledildiği çocuk tarafından gömülmüştü. O köhne binanın arka tarafına, parmakları kan içinde kalana kadar kazdığı bir avuç toprağa onu koyarken elleri bile titrememişti, ona göre; bu, onun hakkıydı. Yaşamak için öldürmüştü, oysa yalnızca iki hafta sonra açlığa dayanamayıp ölmüştü, bir kuru ekmek parçası için öldürmüş, bir kuru ekmek parçası için de ölmüştü.

Kırık pencereden titreyerek bu katliamı izleyen Luka, gözlerime kapattığı parmakları arasından bunları gördüğümü bilmiyordu.
Kulağıma, sakin olmamı fısıldayan Luka, kekelediğinin farkında bile değildi, o zaman.

İnsanlar, insanları katleder, kimi bir avuç toprak için, kimi de bir kuru ekmek için.
Bunun bir hayatta kalma yarışı olduğunu iddia eder, yapıp ettiklerini kendilerince mantıklı bir yere oturturlar. Bu yaşam; hayatta kalma yarışı değil, hayatta tutma yarışı...

"Mokita'nın asıl kurucusu ben değilim," diyerek bana yandan bir bakış atarak yeniden yola döndü. "Nasıl?" dedim anlamayarak, açık camı kapatarak sesini daha net duymayı amaçladım. "Kim?" dedim yeni bir soru sorarak. Sessiz saniyelerin ardından kendi camını tamamen indirerek gür sesiyle cevapladı. "Baban, Eyüp Ateş, Mokita'nın asıl kurucusu o." 

"Babam mı?" dedim şaşkınlığın gezdiği sesimle. "Baban," dedi sağa sinyal vererek arabayı durdurup kemerini açarak bana döndü. "Mokitayı baştan sona kadar tasarlayan kişi, babandı. Bir yer altı örgütü gibi görünse de Mokita aslında, gizli bir polis harekatı. Baban örgütü kurduğunda, hiçbir zaman örgütün başına geçemeyeceğini biliyordu, o yüzden örgütün başına geçmesi için başka birini seçti." Biraz duraksadıktan sonra gözlerimin içine bakarak tebessüm etti.

ZehapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin