Bu kitapta geçen tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.°°°
Omuzlarımda bir ağrı var, tüm bedenimi istila etmesi çok uzun sürmeyecek gibi duruyor.
Kapalı kapının ardından birçok adım sesi duyuyor ama kıpırdamadan öylece oturuyordum. Odamın kapısı hızlıca açılırken bakışlarım bir milim bile kıpırdamadı, kapım geri kapanmadı. Biri bana doğru kararlı adımlarla ilerliyordu, tam önümde duran siyah spor ayakkabıların sahibini merak etmedim.
Kolumu elleri arasına aldığında bile başımı kaldırmadım, ben uzun bir yolculuğa çıkmış ruhumu sessizce bekliyordum.
''Kalk!'' diye emretti yabancı ses. Karşı çıkacak gücüm yoktu zaten, titreyen bacaklarımın üstünde dururken kolumu tutuşu daha da sertleşti. Hissizce doldurduğum gözlerim sağ tarafımdaki adama kayınca onun da beni aynı şekilde incelediğini gördüm.
Sağ kaşının üstünden alnına doğru yükselen yanık izinde fazladan oyalandı gözlerim. Kasılan çenesi bu durumdan hoşnut olmadığını gösteriyordu.
''Nereye?'' dedim benden çıktığına emin olamadığım bir sesle. Beni duymamış gibi yürümeye başladı, kaba eli arasındaki kolumu da çekmeyi ihmal etmiyordu bu süreçte. Hole girdiğimizde kanepeye rahatça uzanmış olan adamın bakışları anında gözlerimi buldu.
Luka geceleri olmazdı, Aren ise olmak istediği zamanlarda burada olurdu, onun ne zaman burada olabileceğini bende bilmiyordum. Sanırım birinin gelip bana yardım edebileceğini ümit etmem mümkün değildi. Gözlerimi Karun'dan çekmeden bir şeyler demesini bekledim ama o sessizce kanepeden kalkarak holden çıktı. Koluma birer kıymık gibi batan parmaklar derimi delmek istiyordu sanki.
Huysuzlanarak koca adamın elinden kurtulmaya çalıştım, sadece çalıştım çünkü bu adam iki metrelik boyuna eş bir güce sahipti. ''Kıvranma!'' dedi soğuk sesiyle.
Büyük adımlarla holden çıkan adamın hemen yanında adeta sürükleniyordum.
Karun ve koca adamın dışında üç kişi daha vardı. En önde Karun, hemen ardında biz ve arkamızdaki üç adamla birlikte evden çıkarken koca bina sessizliğe gömülmüştü.Tek bir an bağırıp yardım istesem ne olur diye hesap ettim, sanırım sonuçları yalnızca beni etkilerdi, o yüzden sessiz ve uysal bir şekilde onlara eşlik ettim.
''Minik fare,'' diyerek bana döndü Karun.
Önce bıkkınca olan yüz ifademe daha sonra üzerimdeki gece kıyafetlerine baktı.
''Seni biriyle tanıştıracağım,'' dedi asansörü es geçerek yangın merdivenlerin olduğu yöne doğru yürürken. İlgisizce onu dinliyor, bir an önce bu saçma durumdan kurtulmak için bir çözüm yolu arıyordum. ''Kim olduğunu merak etmiyor musun?'' dedi açılan kapıdan içeri adımlarken keyifle ellerini ovuşturdu.''Eh ama sende hiç eğlenceli değilsin ki,'' dedi aynı keyifli sesle. ''Bak, ben eğlenmeyi severim,'' dedi. Merdivenleri ses çıkararak iniyordu. ''Ayrıca,'' dedi dönüp bana bakarak işaret parmağını da bana doğru kaldırdı. '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehap
Teen Fiction°°° ''Ağlama! Gözlerin yeşilken güzel, onları buğulu olunca göremiyorum,'' dedi gaza biraz daha yüklenirken üzerindeki bakışların yoğunluğunu hissedebiliyordu, dayanamadan yeniden döndü Şirasına. Yeşilin kendince en güzel tonuydu onun gözleri, yeşil...