2.1

490 50 11
                                    

Bu kitapta geçen tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.

°°°

Ağustos 2013

Yorganın altına saklanmış, sessizce ağlıyordu. Boynundaki yanma hissi zaman geçtikçe azalmak yerine daha çok sızlıyordu. Belli aralıklarla üç defa, üst üste çalan kapıda kimin olduğunu biliyordu. 'Luka, kapıyı açar mısın?' Şira'ydı. Az önce boynunda söndürülen sigaraları engellemeye çalışırken saçları kesilen küçük kız. Uzun bir süre öne bir daha ağlamayacağına dair söz verdiği kız. 'Luka, lütfen.' Üzerindeki yorganı başından çekerek kapının olduğu tarafa döndü.

Yastığın boynuna değmesi ile acıyla inledi. 'Luka?' Yataktan ayrılarak küçük adımlarla kapının arkasına ilerledi. 'Ağlamıyorsun değil mi?'
Acıyla kavrulan gözlerinden bir damla düştü. Boğazını temizleyerek elini kapıya doğru uzattı. 'Hayır.'
Söz vermişti. 'Ağlamıyorum.'
Şira'nın konuşmasını bekledi yeniden ama birkaç dakika boyunca sessizliği dinledi. Bir şeyin yere düştüğünü duydu. 'Şira?'
Eli anahtara gitti. 'Burdayım.'
Küçük kızın sesini duyması ile elini anahtarın üzerinden çekti.

'Sen ağlıyor musun?' Akan burnunu tişörtü ile silerek kapının ardından gelecek olan sesi bekledi. 'Hayır, ağlamıyorum.' Ağlamamıştı. 'Uyu artık. Benimde uykum geldi.' Kapının altındaki karaltıyı izliyordu. 'Uyumak istemiyorum.'
Dizlerinin üstüne oturarak sağ elini kapının altındaki boşluktan uzattı. Şira, Luka'nın parmaklarını sıkıca tuttu. 'Canım hiç acımadı.'
Yalan söylüyordu. Çok acımıştı canı. 'Hiç mi?' Titreyen dudaklarını birbirine bastırarak sessizce cevap verdi. 'Hiç.'

'Bende hiç kormadım.' Korkmuştu.
Saçlarını sıkıca tutan adamın kızgın kor gibi parıldayan sol gözünden delicesine korkmuştu.
Boynundaki acıya rağmen gülümsedi. 'Hiç mi?' Küçük kızın kıkırtısını işitti. 'Hiç.' Büyüyen gülümsemesi ile akmakta olan burnunu çekti. 'Kapıyı açmayacak mısın?' Yüzündeki ıslaklıktan kurtulmak için sağ elinin sırtıyla gözyaşlarını sildi. Elini Şira'nın avuçları arasından çekerek ayağa kalktı. Kilitlediği kapıyı açarken yüzüne bir gülümseme kondurdu.

Aralanan kapı Şira tarafından hızlıca itildi. Kendisine gülümseyerek bakan yeşil gözlerin sahibine aynı şekilde karşılık verdi. Şira'nın gözleri, Lukanın boynuna kayınca yüzündeki gülümseme solmuştu. 'Acıtmış canını.' Boğazındaki yumruya rağmen gülüşünü bozmadı, Luka.
Şira'nın bir tarafı uzun, bir tarafı da kısa olan saçlarına bakarken boğazındaki yumru büyüdü.
'Saçını keselim mi?' Şira elindeki boya kalemlerini zemine bırakarak hevesle başını salladı. 'Keselim, bir daha çekemesin.'

Elindeki makası lavabonun üstüne bırkarak Şira'nın aynadaki aksine
baktı. Kısacık, sarı saçlar onu güzel bir erkek çocuğu gibi göstermişti.
Ellerini saçlarına götürerek saçlarını karıştırdı. 'O kadar kötü görünmüyor, değil mi?' Luka'nın kara gözlerine bakarak tebessüm etti. 'O kadar kötü değil.' Arkasını dönerek başını yukarıya kaldırdı.
Luka da başını eğerek kendisini izleyen yeşillere karşılık verdi.
Elleri, küçük kızın yanaklarını sıkıca tutarken dudakları az önce kısacık kesilen saçların üzerindeydi. 'Aren, beğenir mi?'

Aren, gideli neredeyse bir yıl olmuştu. 'Beğenir, sana ait olan her şeyi beğenir.' Başını geriye doğru çekerek elini uzattı. Şira, kendisine uzatılan eli sıkıca tutarak Luka'nın ardından lavabodan çıktı. 'Luka, resim çizmek istiyorum.' Luka, yorgun bedenini kanepelerden birine attı. 'Çizelim.' Gözlerini sıkıca kapatarak boynundaki sızıyı düşünmemeye çalıştı. 'Bir kağıda çizmek istemiyorum.' Kızarmış gözlerini aralayarak baş ucunda durup kendisini izleyen küçük kıza
merakla baktı. 'Duvarları çizemeyiz.'

ZehapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin