5.1

306 13 0
                                    

Bu kitapta geçen tüm kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.

Yorgunum işte, üstelik öyle fiziksel de değil.
Sanki, ruhumu iki yanından tutup çekmişler de geride sadece düşüncelerim kalmış gibi.

Uçurumdan sarkıttığı ayaklarını hafif hafif sallıyor, adım adım doğan gün ışığını izliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Uçurumdan sarkıttığı ayaklarını hafif hafif sallıyor, adım adım doğan gün ışığını izliyordu. Derin bir nefes alarak sol tarafında oturan adama dönerek yan profilinden göründüğü kadar yüzünü incelemeye başladı.
Seyrek ve uzun kirpiklerinin ardından doğruca önündeki manzarayı izliyor, göğsünü şişirip indiren derin nefesler alıyordu.

Toprağa yaslamış olduğu ince uzun parmaklara bakarken ellerinin karıncalandığını hissetti.

"Nasılsın?" dedi çekinerek.

Derin bir nefes alarak gözlerini yuman adamın yorgun sesi uzun bir sessizliğin ardından duyuldu.

"Bilmem," dedi feri sönmüş yeşil gözleri yavaşça aralanıp sağ tarafında oturan genç kadına döndü. "Nasılım sence?" diyerek tüm hüznünü yansıttığı gözlerini önünde uzanan uçurumdan aşağıya çevirdi.


Yakınını kaybeden bir insan nasıl teselli edilirdi ki? Bir çift söz, birkaç damla gözyaşı ya da hüzünle bakan gözlerle mi?

"Gerçi," dedi burnundan gülerek devam etti.
"İyi nasıl olunur, nasıl hissedilir bilmem ben.
Ama bir kırgınlık var üzerimde, çok yorgun hissettiriyor, uykum da var sanki, uyusam geçecek gibi." Yüzünü sıvazlayarak saçlarını karıştırdı. Etrafı kızarıp şişmiş olan gözlerini gökyüzüne dikerek kollarını kendisine sardı, bir çocuk kadar savunmasız görünüyordu.
Hiç düşünmeden başını Şira'nın bacaklarına koyarak bacaklarını kendine doğru çekti.

Yüzünü  kendisine titreyerek bakan yeşillere çevirerek sırt üstü döndü, birkaç çakıl taşı onun hareketlenmesi ile uçurumun kıyısına sürüklenip boşluğa düştü.

Şira, ince parmaklarını tereddütle Aren'in dağılmış saçlarına gömerek usul usul okşamaya başladı. Parmakları arasında hissettiği yumuşaklık ile burukça tebessüm ederek yüzünü dikkatle izleyen adamın gözlerine bakarak sordu.

"Öpsem?" dedi kadın.

"Geçer," dedi adam, yorgun yüzünde hüzünlü bir tebessüm oluşurken.

Şira, hiç çekinmeden Aren'in sol omzuna dudaklarını bastırarak bir süre orada bekledi. Geri çekildikten sonra Aren'in yeşil gözlerindeki siyah noktalara takılı kaldı bakışları. "Öptüm,'' dedi hâlâ yıldız gibi parlayan siyah, küçük noktalara bakarken.

ZehapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin