Kanlı Yüzük

572 17 25
                                    

(🥀 bulunan yerde şarkıyı açmanız ricamdır)

3 ocak 2026

Siyah takımının son parçası olan kravatını boynunda iki yana sarkık bıraktı. Belki de on kez bağladığı saten kumaş gömlek yakasında kusursuzca yerini bulurken hiçbirini beğenmemişti Sadi. Yumruk yaptığı eli ile karnında hissettiği sancının son bulması için derin bir nefes verdi dudaklarından.

Banyonun kapısını araladı söylene söylene, hazır bir şekilde onu bekleyen karısına yönelirken. "Takmayacağım ben bunu."

Yeni uykuya dalan kızını yatağın üzerinde tek başını bırakarak telaşla doğruldu Songül. Odaya giren kocasına dudaklarına götürdüğü işaret parmağı ile uyarı verdi.
Sadi yatakta uyuyan kızından aldığı bakışlarını karısına yöneltti, parmakları atasında olan kravatı göz hizasına çıkardıktan sonra takmayı istemediğini belli ederek yatağa bıraktı.

Gözlerini kocasına dikti Songül, yine abilik duygusuyla çocuksulaştığı bir anda olduklarının farkındaydı.

Adamın bıraktığı kravata uzandı sessizce, Sadi'nin tam önünde durdu adımları. Kravatı yeniden olması gerektiği yere, Sadi'nin boynuna bırakırken parmak uçlarında yükselip kulağına doğru fısıldayarak konuştu. "Kardeşin evleniyor diye bu kadar üzgün olamazsın kocacığım."

Haklıydı Songül, neleri geride bırakarak geldikleri bugünde yüzünü asık görmek istemezdi Sultan da. En mutlu gününde, tıpkı Sadi'yle Songül'ün düğününde kendisi gibi abisinin de parlayan gözlerle onu izlediğine şahit olmak isterdi.

Başını belli belirsiz sallarken gözlerini kapatıp kendine sözler verdi. "Kardeşimin mutluluğu her şeyden daha önemli."

Songül kravatın son düğümünü de hallettikten sonra Sadi'nin boynunda hizaladı. Ceketin yakalarını bulan elleri usulca ensesine yol alırken hayran kaldığı mavilerle yeniden buluştu.

"Serkan da senin kardeşin."

Sadi'nin yüz ifadesinden bunu duymaktan hoşnut olmadığını anlaması zor değildi Songül için. Ama geçen bir seneyi aşkın zamanda kocasının durumu kabullenmeyi bile düşünmemiş olmasına şaşkın kalmıştı.

Kız isteme gününde ilk kez 'abi' demişti Serkan, gözlerini bir anda saran umut ışıklarıyla. Sadi adamın elini sıktığı sırada "Ben senin abin değilim." diyerek aralarındaki bağı kolayca kesip atabileceğini sanmıştı. Annesine senelerce duyduğu tüm öfke alev almış Serkan'ın her adımında harlanıyordu.

Sadi ne kadar kızgın gözlerle Serkan'a baksa da kocasının kalbinin genişliğini biliyordu Songül, bir gün Serkan'ı da canı pahasına sevip, kutsal bildiği ailesinden biri olarak göreceğinden şüphesi yoktu.

Sadi hafiften çatılmış kaşlarıyla karısına seslendi. "Songül."

"Ne var canım haksız mıyım?"

"Yine de söyleyip durmasan karıcığım, hem gelin hem damat benim karde... kan bağım var, insan garipsiyor zaten."

Gülümseyerek yanaştı Songül, adamın yanağına bir öpücük bırakıp çekildi. "Olsun fena mı oldu işte hem çok yakışıyorlar."

"Kara mamba ya, sen olmasan ben onu daha çok döverdim de."

Flashback
10 Aralık 2024

Bacağındaki sallantı olabildiğince hızlanmaya başlamıştı artık, gözleri az önce kapattığı telefonunda sabit kalmışken zihninde hiçbir zaman susmayan düşünceler yerini sessizliğe bırakmıştı. Aynı masada kesilen sesler gibi. Kimse ne olduğu hakkında bir düşünce bile aklından geçiremezken her şeyin farkında olan tek bir kişi vardı: Songül.

Seni Bulduğum Şehir | SadgülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin