17. Bölüm

57.1K 3.3K 980
                                    

Biz geldik! Hoş geldik, sefalar getirdik...

Kök söktüren jürimizle, tuttuğunu duvardan duvara çarpan Nilüfer'imizle, resmiyeti hiç çekilmeyen Kevser ablamızla, aşkın yaşının olduğunu bilen Can'ımızla, Mert'e abayı yakmış Aslı'mızla, ''Babamı o sinsi bakışlıya yar etmem.'' derken babasını Aslı'ya kaptırmak üzere olan Gurur'umuzla bir kez daha karşınızdayız.

Az mı güldürür çok mu güldürür bilemem. Siz yine de cici yazarınızın hatırına gülümseyin olur mu? :)

Hep diyorum ve sanırım uzun bir süre daha demeye devam edeceğim. Yorumlarıyla, oylarıyla ve tavsiyeleriyle bana destek olmaya çalışan herkese teşekkür ederim.

Hadi iyi okumalar...

Kafeye asılan ''Tadilattayız'' yazısının ardından mekânda tüm masalar kenara çekilmiş televizyon programlarındaki jüri masalarını aratmayan bir masa oluşturulmuştu. Masanın ortasında Kevser yer alırken hemen sağ yanına Hülya onun yanına Gurur ve Nilüfer, Kevser'in sol tarafına ise sırasıyla Gülce, Mehmet ve Can oturmuştu.

Oluşturulan masanın önüne kafede ki tekli koltuklardan biri getirilerek görüşmeye gelecek anne adaylarının oturacağı yer de ayarlanmış oldu. Nilüfer, dün akşamdan kafedeki elemanlara izin verdiğinden onlardan başka kimse yoktu.

''Ay, kaçta gelecekti ilk aday?'' Hülya'nın heyecanla karışık sorduğu soruya Gülce cevap verdi. ''5 dakikası var daha anneciğim. Gelir birazdan. Ama bakın dediğim gibi 7 tane görüşmemiz olduğundan her adayla maksimum yarım saat görüşeceğiz. Ona göre kimse hazırladığı soruların dışına çıkmasın.''

Gülce'nin cümlesine bıkkınlıkla ''Kaç defa daha söyleyeceksin kız ikiz? Anladık işte,'' diyerek cevap verdi Kevser.

''Sen ikizime bakma Kevser teyze kendisi aşırı panik bir şahsiyet olduğu için bir lafı bin kere tekrarlamazsa içi rahat etmiyor.''

''Ya senin benimle problemin ne? Bu lafları duyan değil ikiz, kardeş olduğumuza bile inanmaz. Düşman ikiz ne olacak!''

''Merak etme ikiz duyan inanmazsa görenlere sorarız biz de.''

''Ben ne diyorum, sen ne diyorsun ya.''

''Ay, kesin! Vallahi çığlığı basacağım şimdi.''

Hülya'nın sesini yükseltmesiyle iki kız da başını öne eğip sessizlikle tanıştılar.

Oturduğu sandalyesinde bunalan Nilüfer yerinden kalkıp kapının önüne geldi. Olası durumlar için jüri üyeliğinin yanı sıra diğerlerini korumaktan da o sorumluydu. Herhangi şüpheli bir durumda harekete geçmek için tetikte bekleyecekti.

Kafenin açılan kapısıyla tüm başlar kapıya çevrildi. İçeri giren yabancı yüzle birlikte mülakatın ilk aşaması olan baştan ayağa süzme işlemi de başlamış oldu.

''İyi günler. Ben görüşme için gelmiştim.''

Nilüfer karşısındaki kadına samimiyetten uzak bir gülümseme bahşetti.

''Hoş geldiniz,'' deyip kadınla tokalaştı.

''Sağ olun.''

''Buyurun şöyle geçin.''

Kadını oturması için koltuğa yönlendirip kendide kapıya en yakın olan sandalyesine geri oturdu. Mehmet ve Can aralarında anne değerlendirmesi yaparken Hülya ve Kevser keskin bakışlarını aday üzerinde toplamışlardı. Jüri başkanlığını Kevser yaptığından görüşmeleri de o yönetecekti. Bu yüzden boğazını temizleyip tüm ilgiyi üzerine çekti.

Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin