57. Bölüm

35.8K 2.2K 597
                                    

Yüreğinde bir nebze yer edindiğimiz her gönle selam olsun. Selamlar olsun!

Görselde de gördüğünüz gibi Simsimi'nin bile çok canımcık bulduğu, canımcığınız Didocuğunuz geldi.

Nasılsınız canlar? İyisinizdir inşallah! Ben halime duacıyım. Sonuçta nefes almak güzel.

Size çok cici bir bölümle geldim. İnşallah beğenirsiniz.
Fazla konuşmadan bölümü paylaşıyorum. Bölüm sonunda bir sürpriz var.

Yazası olmayan, konuşası hiç olmayan Dido emojisi.
"Oy oy oy!" deyip göbek atası olan Dido emojisi.
Sonuç olarak koltuğa kurulmuş, Survivor izleyen Dido emojisi.

Hadi iyi okumalar... :) :) ;)

"Bir ööööpücük ver... Bir ööööpücük ver.
Yarattığın Mecnun'a bir ööööpücük ver.
Sevenin halinden Çiçek ne anlar?
Gel gör şu halimi bir öpücük ver.

Aramızda başka biri var ise
Kırılacak ellerin adresini ver.
Ben zaten her acının
Tiryakisi olmuşum.
Ömür boyu bitmeyen
Dert ile yoğrulmuşum.

Gülemem (dada da dada dadan) sevgilim aaaaaağağğaaaağğğa
Ben Çiçeksiz aaaaaaaaaaaaaah yaşayamam (dada dada) yaşayamam !"

Gözlerini açmak istemiyordu Levent ama kulağının dibinde bağıra çağıra şarkı söylediğini sanan oğluna da daha fazla tepkisiz kalamazdı.

"Yarabbim sen büyüksün
Yarabbim sen görürsün
Şu Mecnun olmuş Tan'ını Çiçek'le güldürürsün. Aaaaaaaaaaa güldürür müsün?"

Doğrulduğunda oğlunu elindeki oyuncak mikrofonla yatağın üstünde garip hareketler yaparken buldu. Tan sağ eliyle mikrofonu tutuyor, sol elini de arada havada sallayıp göğsüne doğru vuruyordu. Bazende üstündeki 'En Çiçeksever!' yazan tişörtün yakasını tutup çekiştiriyordu.

Levent gözlerini ovuşturup gerindiğinde oğlu başka bir şarkıya geçti.

"Kara tren gecikir belki hiç gelmez.
Çiçeğim'i götürürde nedense hiç getirmez.
Duydum ki o beni hiç mi hiç istemez,
Gel yapma Çiçeğim gözyaşım bitmez."

Tan, babasının kaset koleksiyonunu keşfettiğinden beri fantezi müziğin ve türkülerin tutkunu olmuştu. Çiçek'e duyduğu aşka ve özleme göre uyarladığı şarkılarla hislerini daha rahat ifade ediyordu küçük adam ama bilmediği şey sesinin gerçekten kötü olduğuydu. Levent, oğlu ikinci nakarata geçmeden Tan'ı alkışlamaya başladı. Aynı esnada ıslık çalıp, tezahüratlar ederek Tan'ın reverans vermesini sağladı. Derin bir nefes alıp oğlunu kucağına çekti.

"Sabah sabah yine aşığız bakıyorum."

Babasına yanıt vermeden önce derin bir iç çekti Tan.

"Çok özledim baba! Rüyalarıma dinazorlar giriyor, uçaklar giriyor hatta filler bile giriyor ama Çiçeğim girmiyor."

Levent üzüldüğünü belli etmek için yüzünü buruşturdu.

"Daha dün görmüştün oğlum," deyip Tan'ı avutmayı denedi ama mümkün olmadı.

"Dün bitti ama baba. Ben her gün onu görmeliyim. Evlenince sırf onu görebileyim diye çalışmayacağım."

Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin