68. Bölüm

24.1K 1.8K 131
                                    

Hu hu!

Merhabalar, beni tanıdın mı?
Ben ya ben hani her gün 2 bölümle seni çok canımcık yapan kişi.

Ya evet işte o.
Yolda görsen tanımazsın, tanısan yüzüme bakmazsın ama burada yolumu gözlüyorsun. 😛
Hadi yine iyiyim.

Ee hadi o zaman iyi okumalar.

Mevsim bilmem ben.

Benim tek yazım sana...

Çarşamba gününe uyanan Toprak Ailesi'nin evinde ayrı bir telaş vardı bugün. Çocuklar erkenden kalkıp hazırlanmış; Nilüfer, Sevda'nın yardımıyla salona mükellef bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı. Hepsi Mert'in havalimanından almaya gittiği anne, babası ve kardeşi içindi.

Salondaki tekli koltukta oturan Ali, çizgi film izleyen Mehmet, Can, Çiçek ve Gülce gibi tüm dikkatini televizyona vermişti.

Nilüfer, müstakbel kocasındaki bu rahatlıktan rahatsız olmamak için kendini zor tuttuğundan olabildiğince uzak duruyordu Ali'den.

Bu esnada çalan kapı zili herkesin irkilmesine neden oldu.

''Ben açacağım ben açacağım Yaya'ma kapıyı ben açacağım!'' diye bağıran Çiçek, herkesten önce hole çıkıp kapıyı açtı.

''Çiçeğim!'' deyip onu kucağına alan babaannesine sıkıca sarılan küçük kız, bir yandan da elini dedesine uzatıp yaşlı adamın da elini tutmasına neden oldu.

''Vay sen ne kadar büyümüşsün,'' deyip karısının kollarından kucağına çektiği torununa sıkıca sarıldı Mehmet de.

Çiçek, ''En kralcığım dedeciğim bak seni kiminle tanıştıracağım,'' deyip dedesinin kollarından ayrıldı ve yaşlı adamın elinden tutarak onu Sevda'nın önüne kadar getirdi.

Mehmet, karşısındaki genç kadına tebessümle bakarken Roza araya girip ''Sevdacığım yakından daha güzelsin. Umarım bu evdeki misafirliğin kalıcıdır,'' dedi.

Babaannesinin cümlesiyle kıkırdayan Çiçek, Sevda'nın bacaklarına sarılıp ''Bizim de niyetimiz o zaten,'' diyerek genç kadının daha fazla utanmasına neden oldu. Aleksis'in ıslık çalıp ''Neden bize böyle misafirler gelmez ki?'' sorusu Mert'in kardeşinin karnına dirsek atmasıyla cevapsız kaldı.

Sevda'ya ''Tanıştığımıza memnun oldum kızım,'' diyen Mehmet, genç kadını daha fazla utandırmayarak hasret giderme amacıyla kızına yöneldi.

Ailenin diğer üyeleriyle de sarılma faslı bittiğinde herkesin bakışları Ali'ye kaydı. O yüzündeki gülümsemeyle sıranın kendisine gelmesini bekliyordu ne zamandır. Babasına bırakmadan öne doğru atılan Aleksis, Ali'ye doğru ilerleyip ''Vay enişteciğim! Görüşmeyeli nasılsın? Özlettin,'' diyerek genç adama sarıldı. Şaşkınlıkla elleri havada kalan Ali, ne olduğunu anlamadan Nilüfer'in Aleksis'i çekmesiyle rahat bir nefes verdi.

''Sıkmayın çocuğu,'' diyen Roza, Ali'nin yanına gelip genç adamın yüzünü avuçları arasına aldı.

''Tanrı seni korusun oğlum,'' diyen kadına ''Allah razı olsun,'' karşılığını veren Ali, Roza'nın kıkırdamasına neden oldu. Yaşlı kadın, Ali'yi yanaklarından öpüp geri çekildi ve eşine yanlarına gelmesi için başıyla işaret verdi.
Ağır adımlarla karısı ve müstakbel damadının yanına ilerleyen yaşlı adam elini havaya kaldırıp öpmesi için Ali'ye doğru uzattı. İkiletmeden elini öpüp alnına koyan Ali'yi kendine doğru çekti ve ''Bu iş daha bitmedi. Ha deyince kızımla evlenebileceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun,'' dedi.

Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin