Günaydın, gününüz aydın olsun inşallah.
Bir bölümle daha karşınızdayız.
Sıcacık bir çay niyetine içinizi ısıtmaya geldik.İyi okumalar dilerim.
Kahvaltıdan sonra salona geçen ikizler üçlü koltuğu işgal edip konuşmaya başladılar.
''İkizparem, Rafunzel çok güzel değil mi?''
Can, iç çekip yanıtladı kardeşinin sorusunu. ''Çok, çok güzel Çiçeğim,'' ikizinin düşen yüzünü görünce duraksayıp devam etti. ''Ama sen daha güzelsin Ayçiçeğim.''
''Ay, ikizparem ağzın ne güzel konuşuyor öyle!'' deyip kardeşinin boynuna sardı ellerini ve sıkıca sarıldı Can'a.
''Ne kadar Rapunzel de olsa bir sen değil Çiçeğim, hem benim için çok yaşlı. Güzel deyince aklıma hep sen geliyorsun.''
Çiçek, kardeşinden biraz uzaklaşıp Can'ın yanaklarını sıkmaya başladı. ''Ya biriciğim ikizciğim kalbim zıp zıp oynuyor. İkiz sevindirmek büyük sevapmış biliyorsun değil mi?''
Can, yanaklarını Çiçek'ten kurtarıp koltukta aralarında mesafe olacak şekilde oturdu. Yanaklarını ovalarken ''Çiçeğim, bu günlük bu kadar yeter. Sevilme hakkımı sonraya saklamak istiyorum,'' dedi.
''Tamam ikizcanım. Biriciğim babacığım ve ikiciğim Memocuğumu severim ben de ama canın çekerse söyle seveyim seni de bir yerlerin şişmesin.''
Can, başını sallayınca Çiçek o çok merak ettiği şeyi sormaya karar verdi.
''Şey ikizcanım, Kevser teyze diyor ama aklım almıyor. Senin canın bir şey çekerse neren şişiyor?''
Maalesef Can'ın da bu soruya verebilecek bir cevabı yoktu ama olduğu kadarıyla mantığını kullanıp bir cevap verdi kardeşine. ''Çiçeğim bence o bir yerler boğazımız. Öksürünce babacığım diyor ya 'Boğazınız şişmiş,' diye.''
''Oy ikizcanım ama sen hasta olursan ben ne yaparım, kime sarılırım ikizcanım diye?'' derken kendini kardeşinin kollarına atmıştı bile küçük kız.
''Yok, ikizcanım ben peşin peşin seveyim seni. Boğazcığın şişerse hasta olursun, hasta olursan hayatımcığım babacığım ayırır bizi.''
Can da kardeşine hak verdiğinden Çiçek'in ona sarılmasına izin verdi. Ne zaman hasta olsa babası kardeşlerine de geçmesin diye onu ayrı yatırır ve diğerlerini yanına yaklaştırmazdı. Bir süre daha Can'a sarılı kalıp başı kardeşinin dizlerine gelecek şekilde poposunu kaydırdı ve koltuğa uzandı küçük kız. Kumandayı televizyona doğru kaldıran Can'ı son anda engelleyip televizyonun açılmasına engel oldu.
''Dur ikizparem ne yapıyorsun?''
''Johnny Test başlayacak Çiçeğim. Televizyonu açıyorum,'' Çiçek duyduğu cümleyle yerinde doğrulup niyetini söyledi.
''Ay ikizparem, Johnny beklemez ama anne de beklemez. Aklım yetmedi seninle konuşmalıyım.''
Can, dudak bükse de Çiçek'in haklı olduğunun farkındaydı, anne beklemezdi. Bu yüzden kumandayı koltuğun kenarına bırakıp ikizine baktı.
''Haklısın Çiçeğim, baksana Aslı'm bile beklemedi.''
''Evet ikizciğim. Aslıcığın beklemedi ama üzülme tatlımcığım Adacığım hâlâ bizimle.''
Yüzünü buruşturup başını olumsuz anlamda salladı küçük çocuk.
''Çiçeğim Ada abla olmaz. Onu öptüm ama bir şey hissedemedim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)
Humor(Sana Anne Diyebilir miyim ve Bana Anne Diyebilirsin adlı romanlar tek çalışmada toplanmıştır.) DİKKAT! Bağımlılık yapabilir. Deneyimli/Deneyimsiz Anne Aranıyor. *25-30 Yaşları arasında bayan *Babamızın karısı olacak *Çok çocuk seve...