15. Bölüm

73.4K 3.7K 1.3K
                                    


Selamlar!

Arayı açmadan geldik.

Altın günlerini dedikodularıyla sallayan Kevser ablamızla, karısına aşık Levent'imizle, muma çevrilmiş Salih ağabeyimizle, "Tek bayrak tek vatan" diyen Gurur'umuzla, yakışıklılığıyla egosu kıyasıya yarışan Arda'mızla yine, yeni ve yeniden karşınızdayız.

Multimedyada ki güzellik Gurur olabilir neden olmasın ;)


Büyükler tarafından bahçeye yollanan çocuklar ise yarın için plan kurmakla meşguldüler.

''Ama ikiz kuvvet bu haksızlık benim de soracak sorularım vardı annelere.''

''O zaman Ada abladan vazgeçtiğini söyle ve gel kardeşim.''

Çiçek yüzünü buruşturdu. Ada'yı öyle çok sevmişti ki ölürdü de vazgeçmezdi ondan.

''Pışık! Tatlımcığım Adacığım dünya ahret annemdir artık benim. Konu kapanmıştır.''

''Çattık ya!'' Mehmet'ten gelen bu isyan Çiçek'in umurunda bile olmadı. O bahçelerine düşen Ada'yı görmüş, beğenmiş kendine anne, babasına eş bellemişti artık.

''İyi öyleyse evde sen kalacaksın biz de gidip adaylarla görüşeceğiz.''

Çiçek, dudaklarını büzüştürse de itiraz edemedi. Sonuçta o annesini bulmuştu ve görüşmeye kim gelirse gelsin bir şeyi değişmeyecekti: Ada, Çiçek'in annesi ve Mert'in karısı olacaktı. Tabi bu sadece Çiçek'in düşüncesiydi. Kardeşlerinin başka planları vardı...

''Ay, tamam bende bir taneciğim babacığımla vakit geçiririm artık.''

''Merak etme Çiçeğim ben de seninle kalırım.''

Tabi ki de Çiçek bahçede kardeşleriyle yarın için plan kurarken Tan da onların yanındaydı. Başka türlüsü mümkün değildi zaten. Çiçek okul değiştirse Tan da değiştirirdi. Çiçek dünyanın bir ucuna gitse Tan ondan önce o uca gidip Çiçeği için uygun ortamı hazırladı. Tan, Çiçek için her şeyi yapardı. Eğer annesinin onu sağ bırakacağını bilse Çiçek ile eşitlenebilmek için 3 sene üst üste sınıfta bile kalırdı. Ama Tan bunu yaparsa Çiçek'in inanılmaz bir şekilde üstün başarı gösterip sınıf atlamasından da çekinmiyor değildi. Her ne kadar aşkının karşılığı olduğuna inansa da Sarı Çiçeği onu süründürmeye yeminli gibiydi. Gerçi Tan, haminnesinden duyduğu cümleye dayanarak nikâhı basana kadar sabretmesi gerektiğini biliyordu. Çiçek Toprak ne zaman Çiçek İnan olurdu işte o zaman herkes gerçek Tan İnan'ı görürdü. Tan tarafında ne değişir bilinmezdi ama durum böyle bile olsa Çiçek'te yaprak kımıldamazdı.

''Ya sen evine gitsene artık! Hem ne demek seninle kalırım? Babamla yalnız kalacağım ben, sensiz.''

''Ben sensiz içtiğim sütten tat bile alamıyorum, sen bensiz kalırsan gerçekten hastalanırsın Çiçeğim. Buna izin vereceğime ölürüm daha iyi.'' Tan'ın ciddi bir tonda söylediği bu cümleler Çiçek'in bir an için heyecanlanmasına neden oldu ama çabuk toparladı.

''Ya biraz rahat ver. Dibime dibime girmişsin nefesini yüzüme üflüyorsun filan. Bu ne böyle ya? Kalbimi ağrıtıyorsun. Asıl sen yanımda oldukça hasta oluyorum ben.''

Çiçek'in bilinçsizce kurduğu cümleler Tan'da farklı etkiler yaratıyordu. Yanlarında iki meraklı ağabey olmasına aldırmadan biraz daha yaklaştı Çiçek'e.

''Çiçeğim kalp ağrısı bende de oluyor biliyor musun? Özellikle sen bana somurtup başkasına gülümserken,'' Çiçek'in elini kendi kalbine götürerek devam etti. ''İşte burada yer yerinden oynuyor. Senin için ektiğim çiçekler soluyor. Çok ağrıyor burası ama sonra gülüşünün ne kadar güzel olduğunu düşünüyorum. Kalbim yeniden hafifliyor. Çok seviyorum seni be!''

Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin