Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)

47. Bölüm

Merhaba canlar!

Yeni bir bölümle daha işte geldik buradayız. Onlar yaşadı, ben yazdım şimdi sıra sizde. Okuyun okutun...

Multimedya Mert-Leyla ikilisi. Şaka şaka Mert-Sevda ikilisi tabii ki de.

İyi okumalar.

Sabahları erken kalkmakta sıkıntı yaşayan, uyandığında ise oldukça aksi olan Gurur, ilk kez huzurla açtı gözlerini güne. Dün gece geç uyuması da, bugün her zamankinden erken uyanması da umurunda değildi çünkü sırtı Vatan'ın göğsüne yaslıydı ve genç adamın bir eli Gurur'un karnının üstündeydi.

''Vatan,'' diye fısıldadı bir karşılık beklemeyerek. Tahmin ettiği gibi ses almayınca yatakta usulca sırt üstü döndü. Vatan'ın eli karnını aşıp yatağa dokunuyordu. Başını hafifçe yana çevirip genç adamın yüzünü, dudaklarındaki tebessümle seyretti bir süre. Güne Vatan'la uyanmak tahmin ettiğinden bile güzeldi ve de heyecan verici.

Sevgilisini uyandırmamaya gayret ederek yatakta ona doğru yan döndü. Az önce üstünden yatağa düşen sevgilisinin eli şimdi kalçasındaydı ve refleks olarak genç adam, Gurur'un kalçasını eliyle kavramıştı. Gurur bu bilinçsiz hareketin hoşuna gitmesine şaşırırken aklından Vatan'ın kalçasını ellemenin ona nasıl hissettireceğini geçirmeden edemedi.

Genç adamın canı gibi sahiplendiği ve bacaklarının arasına hapsettiği pike yüzünden sevgilisine istediği gibi sokulamıyordu. Elini Vatan'ın kalçasına götürüp nasıl hissedeceğini anlamak için yapması gereken o pikeyi aradan çekmekti. Aslında Gurur yerinden doğrulsa ya da yatakta biraz aşağı kayıp uzansa Vatan'ın kalçasını rahatlıkla elleyebilirdi ama genç adamın eli kendi kalçasındayken ve bu inanılmaz bir şekilde özel hissettiriyorken bu birlikteliği bozamazdı. Bu yüzden bir ayağını Vatan'ın üst üste duran dizlerinin arasına sokup kendi bacağı için yer açtı. Aynı zamanda genç adamın kalçasındaki elinin düşmemesi için elini Vatan'ın elinin üstüne koyup sabitledi. Ayağını sevgilisinin bacaklarının arasından geçirip boştaki eliyle de pikenin ucundan çekmeye başladı.

Sevgilisinin hafif mırıltılarla hareketlenmesi üzerine nefesini tutup hareket etmeyi kesti. Genç adamın ''Gurur,'' diye inleyip dudaklarını yalayarak yutkunması komiğine giderken, gülemediği için yüzü kırmızıya çalmıştı bile. Biraz daha bekledikten sonra ucu hâlâ elinde olan pikeyi çekmeye devam etti. Diğer elini de işin içine katıp usulca pikeyi Vatan'ın bacaklarının arasından çekti. Aralarında toplanmış pikeyi kaldıracakken sevgilisinin gözlerini açıp pikeye sarılması bir oldu.

''Gurur ne yapıyorsun sen?'' tepkili çıkan boğuk ses Gurur'un hüzünlenmesine neden olmuştu ama Vatan uyandığı için ya da pikeyi aralarından çekemediği için değildi bu hüzün. Sevgilisi pikeye sarılmak için Gurur'un kalçasındaki elini çektiği için hüzünlenmişti genç kız.

'Bırak ne yapıyorsunu da elini kalçama geri koy,' düşüncesi aklından geçerken yutkunup sızlayan kalbine götürdü elini. Böyle bir şey diyemezdi. Vatan az önce kıl payı kurtardığı pikeyi karnıyla baldırları arasını sıkıca örttü.

''Günaydın yaramaz,'' deyip genç kızın yanağından makas aldı.

''Günaydın.''

Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı genç adam ama neyin ters gittiğini çözememişti. Başını göğsüne yasladığı kızın saçlarını öpüp sırtını sıvazlamaya başladı. Genç kız bu yakınlıkla mutluydu ama Vatan'ın elini kalçasında kendi elini ise genç adamın kalçasında görmek istiyordu. Nedense bunu söylemeye cesareti yoktu. Tabii birde aralarına siper edilmiş pike vardı ki Gurur, Vatan'ın amacını anlayamıyordu.