Al al al al al al!
Bildirimi al!Gel gel gel gel gel!
Bölüme gel!Gel abla sende gel! Gencine yaşlısına, evlisine bekarına, iyisine kötüsüne ve her türlüsüne bölüüüüm geldi hanıııım!
Taze taze, çıtır çıtır... Çayını kahveni en kötüsü suyunu al da gel.Bölüm bizden "Ellerine sağlık Didocuğum. Sen bir tanesin!!!" demesi sizden.
Haydi iyi okumalar. 💋😛
''Ne olacak şimdi?'' Nilüfer'in Mert'e bakarak sorduğu soru tüm ev ahalisineydi aslında.
''Hiç bana bakma kardeşim. Bu saatten sonra kapıya polis bile dayansa kılımı kıpırdatmam bunlar için.''
Çiçek hışımla babasının kucağından inip önüne dikildi. Mahalle kavgasına hazırlanan kadınlar gibi saçlarını önce geriye attı, ardından ellerini beline dayayıp, babasına 'Demek öyle ha Mert Efendi!' bakışını takındı. ''Besle kargacığı oysun gözünü. Bende sana en çirkin anneyi bulmazsam bana da Çiçeğim demesinler.''
''Sen hâlâ anne bulmaktan bahsediyorsun ya pes sana kızım!'' Mert surat asıp çocuklarının yanından kalktı ve boştaki koltuğa attı kendini.
Bu sırada Can, kardeşinin yanına gidip Çiçek'in kulağına fısıldadı. ''Senin adın Çiçeğim değil zaten Çiçek. Çi-çek. Tamam mı?''''Hayır ya, Çiçeğim benim adım,'' Can'ın itiraz etmesine izin vermeden babasına döndü küçük kız.
''Baba ya! Şuna bir şey söyle. Çiçeğim değil diyor senin adın.''Mert konunun bu kadar çabuk değişmesinin şaşkınlığını yaşarken cevap veremedi kızına. Nilüfer olaya müdahale etmek için oturduğu yerden kalkıp Çiçek'in yanına gitti ve onu kucağına aldı.
''Güzelim benim. Şimdi senin adın Çiçek biliyorsun değil mi? Ama sen adına yakışır şekilde çiçek gibi bir kız olduğun için sana Çiçeğim diyoruz. Anladın mı meleğim?''Çiçek halasının sözlerine usulca başını sallasa da soran olursa adını, Çiçeğim demeye devam edecekti. Nilüfer koltuğuna kucağında yeğeniyle otururken konu bir kez daha dağılmadan yineledi sorusunu. ''E, neye karar verdik ne yapacağız şimdi?''
Mert sesli bir nefes verip kafasını koltuğun başlığına dayadı. Bu çocuklarla ne yapacaktı hiçbir fikri yoktu. 'Ömür törpülerim. Yok, arkadaş ne törpüsü bildiğin zımpara bunlar!'
''Hala ya ne demek ne yapacağız? Tabii ki de adayları inceleyip...'' dedi ve yutkundu Gülce. ''Kriterlerimize uygun olanları görüşmeye çağıracağız,'' diye devam edecekti daha cümlesine ama babasının başını koltuk başlığından kaldırıp yaratık görmüş gibi ona bakmaya başlamasıyla cümlesini devam ettiremedi. Bakışlarını babasından kaçırdı ve terliklerine çevirdi. 'Şaka gibi,' diye geçirdi içinden. Babası kulağından tuttuğu gibi eve sokunca terliklerini çıkarmadan eve girmek zorunda kalmıştı. Sağ ayağının yardımıyla sol ayağındaki terliği çıkardı. Ardından diğer ayağındaki terliği de çıkarıp parmak ucuyla koltuğun yanına doğru itekledi terliklerini. Halası görürse kıyameti koparırdı.
''Hiç öyle bakma baba. O kadar ilan verdik. Sabahtan beri mail yağıyor posta kutusuna senin haberin var mı?''
Ve evin yürek yemiş büyük kızı da konuşmuş oldu. Gurur babasından çekinmesine rağmen kendinde konuşma cesareti bulabiliyordu. Eğer yaşamak istiyorsa çenesini tutması gerektiğini öğrenmek üzereydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)
Humor(Sana Anne Diyebilir miyim ve Bana Anne Diyebilirsin adlı romanlar tek çalışmada toplanmıştır.) DİKKAT! Bağımlılık yapabilir. Deneyimli/Deneyimsiz Anne Aranıyor. *25-30 Yaşları arasında bayan *Babamızın karısı olacak *Çok çocuk seve...