55. Bölüm

25.2K 2K 114
                                    

Huhu!
55. bölümle karşınızdayız.

Gurur'la Gülce'yle Vatan'la Kaya'yla işte geldik buradayız. Hazır mısınız?

Multimedya Kaya.

75'e az kaldı bakalım finali beğenecek misiniz?!

Hadi iyi okumalar. ☺️

Pazar gününe neşeyle uyanan Gülce ve Gurur, bugün 17 yaşına basmışlardı. Doğum günleri olması sebebiyle babalarının onlar için hazırladığı kahvaltıyı afiyetle etmişler, gün boyu maaile birlikte vakit geçirdikten sonra annelerinin hazırladığı doğum günü kutlamasına gitmek için de Vatan ve Tan ile birlikte evden ayrılmışlardı.

Hülya, kızları için sadece arkadaşlarının olacağı küçük bir organizasyon hazırlamıştı ve pasta kesilip Gülce ve Gurur hediyelerini açtıktan sonra misafirler de gitmişti.
Gülce ise saat neredeyse on olmasına rağmen bakışlarını kapıdan çekemiyordu. Yolunu beklediği, kokusuna âşık olduğu, saatin ilerlemesine rağmen umutla gelmesini beklediği bir adam vardı. Ancak en sonunda pes edip bakışlarını ellerini çevirdi. Salondaki koltuğa, annesinin yanına oturup Hülya'nın göğsüne sığındı.

Genç kadın, kızını kollarının arasına alıp Gülce'yi saçlarından öptü. Sabahtan beri bir sıkıntısı olduğunu anladığı kızının içine kapanık doğasından ötürü soru sormak yerine, ona yanında olduğunu hissettirmeye karar verdi. Nitekim bu huzurlu anlar fazla sürmedi. Gurur'un elindeki hediye paketini almak için koltukların üstünden zıplayan Vatan, Hülya'nın yerinden kalkmasına neden oldu.

''Ne oluyor böyle? Yine neyi paylaşamıyorsunuz?'' diye sorup Vatan'ı kolundan tuttu genç kadın. Hülya'nın kolundan tutmasıyla duraksayan Vatan, boştaki elinin işaret parmağıyla Gurur'u göstererek konuştu: ''Ya ne olsun Hülya abla! Senin bu kızın beni öldürecek!''

''Aman öleceksen git kenarda öl, çok uzattın,'' diyen kızına ''Gurur!'' diyerek susması gerektiğini belli eden Hülya, Vatan'a dönerek konuşmaya devam etti: ''Seni bu kadar kızdıran şey ne canım?''

''Ya ne olacak Hülya abla! Senin bu kızın var ya elalemin erkeklerinden gelen hediyeleri kabul ediyor. Daha ne olsun?''

''Ay evet anneciğim ne kadar pişmanım anlatamam... Tövbe tövbe! Ya dangalak mısın nesin! Doğum günüm bugün benim. Tabii ki de bana hediye gelecek ve bende kabul edeceğim. Üstelik o elalemin erkeği dediğin çocuk sınıf arkadaşımız hatırlatırım.''

Gurur'un haklı sitemine sessiz kalmak istemeyen Vatan, omuzlarını silkti ve kolunu Hülya'dan kurtararak genç kadının kalktığı yere, Gülce'nin yanına oturdu.

''Biraz Gülce'me bak da örnek al be! Kız edebiyle kız arkadaşlarının hediyelerini aldı sadece,'' diyen Vatan'a ''İyi de Cece'nin sadece kız arkadaşları vardı zaten,'' diyerek itiraz etti Gurur. Yine yanlış ata oynadığını fark eden Vatan, durumu kurtarmak için ''Daha iyi ya işte! Onun bir tane erkek arkadaşı olacak o da kocası olacak. Haklı mücadelende seni destekliyorum Gülce'm,'' deyip Gülce'nin omzuna iki defa hafifçe vurdu.

''Ben şimdi seni bir desteklerim görürsün,'' diyen Gurur, Vatan'a doğru elini kaldırmış gelirken annesinin ambargosuyla karşılaştı. Kızının koluna giren Hülya, ''Tatlımcığım gel biz hediyelerini yerleştirelim,'' diyerek kızını salonun çıkışına doğru yürütmeye başladı.

''Gülce sende gel kızım?'' sorusuna olumsuz anlamda baş sallama alınca Gurur ile birlikte ellerine aldıkları paketlerle salondan çıktılar. İkilinin arkasından bakakalan Vatan, meraktan öleceğine emin bir şekilde yerinden kalkıp ''Ya şimdi onların boyu yetmez dolabın üst raflarına bir şeyler koymaya. En iyisi bende gidip yardım edeyim,'' diyerek Gülce'yi salonda tek başına bıraktı.

Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin