46. Bölüm

45.6K 3K 608
                                    

Selam olsun, selamlar olsun!

Nasılsınız canlar?

Çarşamba sendromuyla ilişkisine hazırlanan Dido'nuz sizin için geldi.

Size GülKa getirdim! Size Gurur'lu bir Vatan getirdim. Size masalcı bir baba getirdim... Canlar size SADM'ı getirdim.

Okuyun, okutun.

Multimedyadaki parça GülKa için görsel Gurur'lu Vatan'ımız.

Fazla söze gerek yok. Varlığınızla mutlu ettiğiniz bu Allah'ın kulu sizi bölümle baş başa bırakıyor.

Bu bölüm hayalleri olan insanlara gelsin. Hayal etmekten vazgeçmeyin...

İyi okumalar canımcıklarım...

''Hayır vurma! Ah! Dur!'' Gülce elleriyle yüzünü kapatıp bağırmaya devam etti. ''Yeter artık, yeter!''

Kaya'nın kahkahası gözlerinin dolmasına neden olmuştu. Titreyen sesiyle bir kez daha konuştu. ''Yapma diyorum yapma. Ay, öldü işte ya!''

Elindeki oyun konsolunu koltuğa bırakıp yanında şekilden şekle girmiş genç kızın saçlarına bir öpücük kondurdu genç adam.

''Ne vardı bu kadar bağıracak?'' diye sorarken bir kahkaha daha atmadan edemedi.

''Ne gülüyorsun ya?'' deyip kollarını göğsünde bağladı genç kız.

''Kadına el kalkar mı hiç? Sen nasıl erkeksin, yazıklar olsun...''

''Hey, ayıp oluyor ama hem oyun bu Gül. Fazla tepki vermiyor musun sence de?''

Gülce bu soruyla biraz ileri gittiğini anlamıştı. Sonra gözleri ekranda az önce Kaya'nın kontrol ettiği devasa karakter tarafından öldürülen kendi kız karakterine kaydı.

''Ay, şuna bak. Sanki o kadar dayak yiyen kendi değilmiş gibi bir de ayaklanmış,'' genç adam Gülce'yi hayretle açılan gözlerinden öpmemek için oyun cd'sini koyulduğu hazneden çıkarıp başka bir cd yerleştirdi.

''Anlaşıldı seninle Mortal Combat oynamak hataydı. Bana sakın bir daha 'Babamdan ders aldım dövüş oyunu oynayalım,' deme.''

Genç kız omuz silkip ''Tövbe vallahi bir daha seninle oyun oynarsam,'' dedi.

''Yemin etme kelebek, şimdi biraz hız yapmaya ne dersin?''

''Hız mı, arabanla tur mu atacağız?'' Gülce'nin hevesle sorduğu soruya gözlerini yumup dudağını dişleyerek karşılık verdi Kaya. Bu kız her saniye gülmesine neden oluyordu.

''Ya tamam güzel gülüyorsun. Böyle gözlerinin kenarları hafiften kırışıyor, dudakların geriliyor ama...''

Kaya'nın gülmeyi kesip pür dikkat onu izlediğini görünce yutkunup sustu Gülce. Yanakları kızarmıştı bile. Genç adam parmak uçlarını Gülce'nin yanağına dokundurup utançtan kızaran yanağını okşadı.

''Neden sustun, bir şey söylüyordun?''

''Şey...''

Yeniden gülümseyip koltuktaki oyun konsollarından birini Gülce'ye uzattı.

''Hadi araba yarışında nasılsın görelim bakalım.''

''İyi de ben araba kullanmayı bilmiyorum ki,'' diyen genç kızı bozmadan ''Ben 14 yaşındayken öğrenmiştim,'' dedi.

Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin