60. Bölüm

33.3K 2.5K 743
                                    

Hey hay hoy!
Ben geldiiiiim ulen! Yer açın gülümsemenizde bana. Sizi güldürmeye geldim. İddialıyım! Neden mi? Çünkü Gülce demek tebessüm demektir. ;) ;)

Ay bu bölüm yorumlarına dönemediğim tüm canımcıklara gelsin.

Aşkla, sevgiyle, neşeyle, tutkuyla ve gülücüklerle okuyun.

Sizi seviyorum. Beni sevin. Dido'ya ailecek sahip çıkalım.

Oy ve yorumlarınız için teşekkür ederim. Çok şapşik Dido emojisi. Gül kokan Kaya emojisi. ArkadAŞK emojisi.

İyi okumalar olsun canımcıklarım.

Gülce'nin deniz, gökyüzü ve yüzü arasında gidip gelen bakışları sebebiyle yürüyüş yolunun hemen yanındaki çimenlere doğru yönlendirdiği genç kızla karşılıklı oturdular.

Oturunca şortu yüzünden bacakları tamamen ortaya serilen Gülce'ye kızarken buldu kendini Kaya. O şorta tahammülü kalmamıştı artık. Ne varki üstünde tişörtünden başka bir şey yoktu ve tişörtünü çıkarma düşüncesini hiçbir mantığa oturtamadığı sürece Gülce'nin kamuya açık bacaklarını kapatamayacaktı. Ne yapacağını düşünürken çimenlik alandaki ağaçların dallarına asılmış sofrabezleri çekti dikkatini. Akşamüstleri piknik yapmaya gelen insanların satın alması için ağaçlara asıldığını tahmin ettiği bezlerin bugün ki amacının Gülce'nin bacaklarını kapatmak olduğuna karar verip ayaklandı. Genç kıza hemen döneceğini işaret edip asılı sofrabezlerinin olduğu ağaçların yanına ilerledi.

Gülce merakla Kaya'nın ardından bakarken bakışlarını tekrar denize çevirdi. Bir süre denizi seyrettikten sonra gökyüzüne baktı ve tekrar Kaya'nın olduğu yöne döndü. Genç adamın ona doğru yürüdüğünü fark edince derin bir iç çekti.

'Hangisi daha mavi?' diye düşünmeden duramıyordu. Kaya'nın gözrengini seçeceği kadar yaklaşmasıyla 'Ne fark eder ki? Benim en sevdiğim mavi o,' düşüncesiyle içten bir gülümseme yayıldı dudaklarına.

"Beni her gördüğünde böyle gülümseyeceksen yine gidebilirim kelebek."

"Nereye?" diye safça soran Gülce'ye "Sana gelmeye," diye cevap verip bu sefer genç kızın yanına oturdu.

Gülce henüz Kaya'nın elindeki örtüyü fark etmediğinden genç adam "Piknik yapma fikrine ne dersin?" sorusunu yöneltti ona.

"Ay, çok severim," diye söze başlayan Gülce, piknik düşüncesinin yarattığı mutlulukla konuşmaya devam etti: "Babam fırsat buldukça bizi pikniğe götürür. Kendimize güzel bir yer bulunca babamın ilk yaptığı benim için hamak kurmaktır. Bende hemen hamağa kurulur, uyurum. Sonra mis gibi kokularla uyanırım..."

Kaya'nın onu tebessümle dinlediğini fark edince kendini kaptırdığını düşünüp sustu genç kız.

"Neden sustun Gül?"

"Şey, ben çok konuştum."

Ellerini kucağında birleştiren kızın mahçup halini görüp, Gülce'ye "Seni dinlemeyi seviyorum Gül. Tasasızlığın, heyecanın, mimiklerin o kadar seyredilesi ki inan sıkılmıyorum," dedi.

"Gerçekten mi?"

Kendine güveninin neden bu kadar düşük olduğuna anlam veremediği kıza "Sence Gurur güzel mi?" diye sordu birden.

Gülce duyduğu soruya anlam veremese de içinde art niyet barındırmadığından "Çok güzel tabii ki de," dedi.

"İkiz olduğunuza göre onun kadar güzel olmalısın," diyen genç adama itiraz edecekti ki duraksadı. Kaya genç kızın suskunluğunu fark edince "Yoksa onun kadar güzel olduğunu düşünmüyor musun?" diye sordu.

Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin