Selamlar!
Finale bir kala işte geldik buradayız. Tam tadında tadı damakta bitireceğiz Allah nasip ederse.
Bu bölüm bizi bıkmadan usunmadan takip eden siz değerli okurlara gelsin.
İyi okumalar dilerim.
Dudaklarım tam alnının hizasında. Alın yazın olmadığımı kimse söyleyemez bana.
Vatan ve Gurur'a uyup neredeyse her oyun havasında pistteki yerini alan Gülce, çalan dans müziğiyle mecbur yerine oturmak zorunda kaldı. Babası Çiçek ile dans ettiğinden ve diğer aile üyeleri de kendine bir dans eşi bulduğundan iki dakikadır kardeşi Mehmet'e yalvarıyordu dans etmeleri için ancak küçük çocuğun bu teklifi kabul etmeye hiç niyeti yoktu.
Derin bir iç çekip arkasına yaslandığı sırada elindeki telefonun titremesiyle bakışlarını telefonuna çevirdi. Gelen mesajı şaşkınlıkla okuduktan sonra ayaklanıp bulundukları yerin yazın pek tercih edilmeyen kapalı alanına doğru yürümeye başladı. Kalbi heyecanla çarparken görüş alanına giren Kaya ile bir an nefes alamadığını hissetti.
''Sen... Burada ne yapıyorsun?'' diye sorduğu adam, ona kalmadan aralarındaki mesafeyi kapatıp önüne kadar geldi ve genç kızın bakmaya doyamadığı gözlerine dikti bakışlarını.
''Seni özledim Gül.''
''Özlemek mi? Bu kelime anlamsızlaşıyor hissettiklerimin yanında.''
''Dans edelim mi?''
Cevap olarak başını sallayan kızın elindeki telefonu masalardan birine bırakmasını bekledikten sonra genç kıza yaklaştı. Avuçları birbirine değdiği gibi ikisi de yoğun bir duygunun tesiri altına girerken Gülce bu dokunuştan daha mucizevî bir şey olamayacağını düşünüyordu. Kaya ise ömrünün bu dokunuşla nihayetlenmesine dünden razıydı.
İyice bedenine yaklaşan kızla derin bir iç çekti. Ciğerlerine dolan gül kokusuyla dudaklarına bir gülümseme yayıldı. Kaya'nın laciverte dönük gözlerini görmek için başını hafifçe yukarı kaldıran Gülce ise adamın gülümseyen ifadesini görünce derin bir iç çekti.
''Her şeyin resmini çizebilirim ama bunu çizemem,'' mırıltısının ardından elini adamın dudaklarına değdirdi. Bu dokunuş ikisinin de nefeslerini tutmasına neden olmuştu. Birbirine kenetlenen gözler, başka arzuları kırbaçlarken Gülce'nin aksine hislerine gem vuruyordu Kaya. Oysa hemen şimdi kollarının arasındaki kızın dudaklarına dudaklarını değdirmemesi için hiçbir neden yoktu. Sadece biraz eğilse adı gibi emindi ki Gülce parmak uçlarında karşılardı onu. Yinede henüz reşit olmayan bir kız vardı karşısında. Bu yüzden Gülce ile dolu olan havayı içine çekip dudaklarının üstündeki parmakları öptü. Genç kız bundan cesaret alarak parmak uçlarında yükselip Kaya'nın dudaklarının üstünü kapatan kendi elini öptü. Bu öylesine eşsiz bir andı ki Gülce gibi dizlerinin bağı çözülen Kaya da genç kızı biraz daha sarmakta bulmuştu çareyi. Yüzünün hemen önündeki yüze eşsiz bir manzaraymış gibi bakarken dudaklarını genç kızın alnına değdirdi ve ''Dudaklarım tam alnının hizasında. Alın yazın olmadığımı kimse söyleyemez bana,'' dedi.
Gülce duyduklarıyla derin bir mutluluğa sürüklenmişti. Ne zaman Kaya'nın yanında kendini daha mutlu hissedemeyeceğini düşünse genç adam onu hareketleriyle hiç değilse sözleriyle şaşırtıyordu.
''İyi ki geldin,'' diyen kızı kollarının arasında biraz daha sararken ''Senden gittim mi ki?'' diye sordu.
''Sen karşımda değil içimde, kalbimin derinliklerindesin. İstersen dünyanın bir ucuna git yinede bende olan benden uzaklaşamaz ki.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)
Humor(Sana Anne Diyebilir miyim ve Bana Anne Diyebilirsin adlı romanlar tek çalışmada toplanmıştır.) DİKKAT! Bağımlılık yapabilir. Deneyimli/Deneyimsiz Anne Aranıyor. *25-30 Yaşları arasında bayan *Babamızın karısı olacak *Çok çocuk seve...