"Oha, eve bak lan."dedi Cafer belki de bininci kez. Kendi etrafında 360° döndü ve tekrar aynı ya da benzer lafları söylemek için ağzını açıyordu ki 5 kişi tarafından yastık yedi. Onlar da tabiki bizdik.
"Cafer çeneni kapatmazsan seni belki de bin kere döverim."dedi Kunter sinirle, Cafer aşağılayıcı bir bakış attı ona. "Sen ne anlarsın ki zevkten bebek. Bizler modernist insanlarız, sen ise mağara adamı, hırzo."dedi ve dil çıkardı. Kunter ayağa kalkıyormuş gibi davrandığında korkarak geri geri kaçtı ve hemen arkama saklandı.
"Koru beni yavru bebeğim. Yiyecekler kocacığını."dedi koluma yapışarak. "Rahat dur lan it."dedi Tan bağırarak. Cafer sanki çok kötü bir şey yapmış gibi ağzını kocaman açarak evhamlı evhamlı davrandı. "Pardon agacığım, Name'nin kocasının sen olduğunu unutmuşum. Ama sen de hatırlatmıyorsun ki yani, senin hatan." Tan hırsla ayağa kalktığında Cafer beni ona doğru ittirdi.
Dengemi sağlamaya çalışıp ellerimi havaya kaldırdım. Dengemi sağlayamayıp yere yapışacağımı zannederken Tan hemen beni tuttu ve dikelttirdi. "Yavaş oğlum yavaş. Kızı düşürüyordun."diye arkasından bağırdı Dağ. Ellerimle sanki önümde bir şey varmış gibi silkeledim.
"Bana bir şey olmaz canım ya. Sadece bir anlık dalgınlığıma denk geldi."dediğimde Kunter elini 'yav he he' dermiş gibi salladı. Havadaki elini tutup ısırdığımda erkeksi olduğu bayağı şüpheli bir çığlık attı. Cafer de geri gelmiş, hepimiz Kunter'e gülerken Kunter eline üflüyordu.
"Sanki yaktın anasını satayım, kız ısırdı sadece."dedi Avni eliyle dizlerine vurup gülerken.
O sadece bir ısırık değil Avniciğim. O benim mükemmel derecedeki kabiliyetimin sanatsal çalışması ve ısırık ise benim sanat eserim olur.
Evet evet, tam Picassoluk insanım. Leonardo Da Vinci falan da vardı galiba.
Neyse bütün Süper Kaplumbağalarım ben.
"Sadece bir ısırık mı? Burada ki bütün hücresel yapımı sikip attı daha demin. Elim gitti, elim koptu, elim uyuştu, elimi hissedemiyorum. AA durun hissedebiliyorum tamam."dedi ve yerine oturdu. Tan ise hepimize "Sabır ya sabır." çekti. Haklı lafa ne denir? Haklı laf. Tamam komik değil. Anladım.
"Bu saatte niye hepiniz geldiniz, anlatın şimdi."dedim koltuklara yerleştiğimde. Avni hemen bunu bekliyormuş gibi lafa atladı. "Şimdi biz boş boş otururken bir baktık Tan'a bir şeyler oluyor, dedim aman Allah'ım, bu kesin şimdi mutasyana uğruyor, sonunda. Neyse neyse, bu mutasyon geçirirken bizde hemen taktık maskelerimizi tabi, dedik ki 'Bitti mi yeğen?' Bu da dedi ki 'Mutasyonum mu? Bitmedi, bitemez, kimse bitiremez.' bizde dedik ki 'Bitsin dayı.' sonra ise 'Şaka mısın?' diyen bir insan topluluğu bok silahıyla evimizi bastı ve bizde dedik ki 'What is that?' sonra ise," lafını bölen ağzına bir tane yapıştıran Dağ oldu.
Aferin koçum, hak etti valla. Bende ciddi ciddi dinliyorum bu malı.
Aslında bok silahına kadar her şey süperdi de sonra bozdu işi.
"Aptal aptal konuşma Avni. Olay şu, Tan'ı dışarı çıkarken yakaladık. Peşine takıldık tabi hemen. Birkaç kere sorduk cevap vermedi, en sonda onu bırakmayacağımızı anlayınca senin yanına gittiğini söyledi."dedi Kunter sonunda mantıklı konuşarak.
Bakışlarım Dağ'a kaydı, o Vida'nın peşimde olduğunu biliyordu. Nasıl öğrenmişti, Tan'dan mı yoksa ona da mı Vida söyledi ya da mesajları falan mı gördü?
Şu Dağ'ı sıkıştırmam lazımdı, hem de acilen.
"Ya abi biz senin peşine takılmasak bizsiz, bak bizsiz, hadi bizi geç bensiz lan bensiz mi gidecektin Kraliçe'nin yanına ağğğ. Düşüncesi bile boktan saptan bir şey."dedi Avni kafasını ellerinin arasına alarak ileri geri salladı.
Deli taklidi mi yapıyor yoksa gerçekten de deli mi?
Yoksa acayip dahi ve deli taklidi yaparak bizden çok zeki olduğunu mu saklıyor?
Yok yok 2. seçenek olanaksız, Avni bu anasını satayım, ördek ve kuşun farkını söyleyemez bu?
Lan, ördek ve kuşun fark neydi? Neyse neyse, bunu unutuyoruz.
"Evet."dedi Tan net bir sesle. Biz koltuklara yerleşmiş oturmuştuk. Evet tek yaşamama rağmen koltuk takımım var, bunu akıl edecek kadar zekiyim, biliyorum.
"Yazıklar olsun lan, yazıklar olsun."dedi Avni ve kollarını kendine sardı. "Lan onu geç siz niye buluşucaktınız? Ve bizsiz? Ya bensiz bensiz!"dedi Cafer isyan eder bir sesle. Şimdi bu sorunun cevabına ne diyecektik?
"İstersek buluşur istersek görüşür, konuşuruz. Kocaman insanlarız, istediğimizi yaparız."dedi Tan soruya dolaylı cevap vererek. "Bunu bizde biliyoruz aptal. Ama neden yani, sebep?"dedi Kunter de bizi sıkıştırarak.
"Ya karanlıktı etraf, bir de birkaç ses duyunca korktum Tan'ı aradım o da yardıma geldi."dediğimde Avni, Cafer ve Kunter bana şokla bakarken Dağ anlına vurdu 'bu çok aptal' edasıyla.
"Sen, korktun, sen? Hayatta inanmam."dedi Kunter. Kafamı salladım. "Evet kötü bir yalanmış, şimdi düşününce fark ettim."dedi ve saçlarımı karıştırdım.
"Ayy siz yoksa çıkıyor musunuz?"diye bağırdı Cafer ve sevinçle ayağa kalktı. Şokla baktık ona, ne çıkması yahu? Niye bu çocuk her şeyi Tan ve benim çıkmama bağlıyor?
"Ya yok öyle bir şey."dediğimde bakışlarım Tan'a döndü. Bir şey demedi, çıkıyoruz demedi ama çıkmıyoruz da demedi. Kaşlarım çatıldı, neden konuşmuyordu?
"Tan, çıkmıyoruz değil mi?"dedim onay beklercesine. Kafasını dalgın dalgın salladı. "Ha, evet çıkmıyoruz."dedi ve her şeyi kestirip atmışçasına sustu.
"Off neyse neyse. Zorlamayacağım siz, açım ben açım."diye bağırdı Avni. Kıkırdadım, yazışmalarda da hep açtı zaten bu adam. "O zaman insaflı günümü denk geldiniz. Size güzel bir tabak hazırlayayım da ağzınız bayram etsin."dediğimde Kunter kafasını kaşıdı.
"Karnınız değil mi ya o?"
"Ay anam ha karnın ha ağzın ikisinde boru yoluyla bağlı."dedim bende elimi sallayarak. Cafer dediğimle eline bir yastık alıp Avni'ye uzattı. Avni bir ucunu tuttuğunda Cafer de bir ucunu tutuyordu.
"Tut şunun ucunu döşeyelim abi." Avni devam etti. "Kolonlara kirişlere dolanalım abi."dediğinde Dağ Cafer'in Kunter ise Avni'nin kafasına vurdu.
"Lan telif yiyeceğiz sizin yüzünüzden."dediğimde hep beraber güldük. Bakışlarım sevgili olayından sonra sessizleşen Tan'a döndü. Ama o zaten bana bakıyordu. Tek kaşımı kaldırdığımda kıkırdadı ve başını yukarıya kaldırarak gülmeye devam etti. Tabi benim o gözlerim ilk gülüşündeyken şimdi ise adem elmasındaydı. Yutkundum derince ve gözlerimi kaçırdım hızla.
"Hadi Dağ. Gel yardım et bana."dediğimde Dağ ilk bir bana baktı, bende ona bir bakış attığımda onunla konuşacağımı anladı.
"Ben bir Kraliçe'ye yardım edeyim, sonuçta her Kraliçe'nin bir gardiyana ihtiyacı vardır."dedi gülerek ve yanımda bitti.
"Gardiyan benim angut."dedi Kunter göğsünü gererek. "Sen kölesin, git ve çalış köle."dedi Cafer ve bacak bacak üstüne atarak kapıyı gösterdi. Göz devirdik ona.
Cafer, her zaman Cafer'di.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Giriş Var Çıkış Yok | Yarı Texting
Novela JuvenilGiriş Var Çıkış Yok Grubuna 0572*** tarafından eklendiniz Giriş Var Çıkış Yok 0572***: Selamın Hellü gencolar 0572***: Ben benim sen sensin 0572***: Sen sensin o da o 0572***: O da o onlar da onlar 0572***: Onlar da onlar biz de biz 0572***: Biz de...
