Elimi yanağına atıp sıkacakken vazgeçtim. "Ya Tan yazık sevgilime."deyip yanaklarından birkaç kere öpünce gelen öksürük sesleriyle ayrılmak zorunda kaldım.
Evet, ne mi olmuştu?
Amcamlar bir güzel Tan'ı dövdükten sonra benim eve geçmiştik hepberaber. Şimdi de sanki sorgudaymış gibi bizim grupla ben bir koltuktayken diğerleri bizim çevremizdelerdi.
"Ya amca siz niye aşiret gibi geldiniz ki?"dedim isyan edercesine. Alpay anlıma vurduğunda kaşlarımı çatarak Poyraz amcama döndüm. "Amca bana vuruyor!"dediğim an Poyraz amcam kaşlarını çatarak Alpay'a döndü ve ensesine bir tane yapıştırdı. Kıkır kıkır baktım Alpay'a.
Evet, elimde büyük bir güç var ve ben onu kullanmasını çok iyi biliyorum.
"Şimdi bu varlık senin sevgilin mi?"dedi Arslan abi. Kafamı salladım ona ve Tan'a sarıldım. "Varlık demezseniz sevinirim, kendisinin yufka bir kalbi var."
Evet o kadar yufka ki milletin ağzına sıçıyor.
Hepsi inanmazca baktı bana, Tan bile. "Eh tamam be, yok yufka kalbi falan ama siz öyle sayın." Tan kıkırdayarak sarıldı bana. Hemen amcamlar ve birkaç abim üstümüze doğru gelerek bizi ayırdı.
"Uzak durun birbirinizden be!"dedi Pars amcam kınayıcı bakışlarıyla. "E biz niye burada duruyoruz?"dedi Cafer, herkes ona dönünce korkuyla yerine sindi. "Ya da dururuz."dediğinde kıkırdadık.
Herkes bir süre sonra kendi arasında sohbet etmeye başlasa da bakışlar çoğunlukla bizdeydi.
Bizimkilere doğru eğildiğimde onlarda nacizane bir sır alacaklarmış gibi bana doğru eğildiler. "Şimdi şu koltuğun ortasında oturan, kumral saçlı adam, en büyük gösteren kuzenim, Oğuz. İlerideki üçüncü sandalyede oturan sarı saçlı çocuk Alpay. Yanındaki Sandalyede oturan kumral saçlı çocuk da Arslan. Anlayacağınız üzere Arslan ve Alpay çift yumurta ikizleri ve birbirilerine ne görünüş ne de kişilik olarak asla benzemezler. Poyraz amcamın çocukları."
Bakışları onlarda gezinirken bizi duyuyordu hepsi. Oğuz abim öyle bir sert baktı ki ben bile korktum o bakışlardan. Alpay, Cafer gibi eğlenirken Arslan abi normal bir şekilde süzdü bizimkileri.
"Şu Oğuz abimin yanında oturan adam Kartal, Oğuz abimden bir yaş küçük kuzenim. Amcamların yanında oturan Kalendar ve Alpay'ın yanında oturan Karan. Bir de hemen yanlarındaki sandalyede oturan da Kağan. Onlar da Pars amcamın çocukları."
Onları da gözden geçirdiler, Kartal sert bir şekilde bakarken Kalendar ifadesiz bakıyordu bize. Kağan ve Karan da kıs kıs gülüyorlardı.
"Oğuz abimin diğer yanındaki kişi Enis, Kartal'dan iki yaş küçük. Yanındaki de Emir. Pamir amcamın çocukları." Onlara da baktılar. Enis abim yine ifadesiz baktı onlara. Emir ise umursamadan Alpay ile sohbet ediyordu.
"Kızım senin niye bu kadar kuzenlerin var?" Kunter'e 'benim alaka seviyem' bakışı attım. "Ben mi yaptım çocukları, amcamlara sor."dediğimde Dağ, Cafer ve Avni kıkır kıkır gülerken Kunter hemen kafasını sağa sola salladı. "Yok yok kalsın."dedi korkuyla.
Ya benim amcamlar yumoş yumoşlar ki. Niye korkuyorlar bu kadar?
"Ee Tan. Ailen kim? İşin ne? Neler yaparsın? Nasıl tanıştınız?"dedi Pars amcam sorgu dolu sesiyle. Tan'a doğru döndüm, o da bana baktı. Elini belime atıp hafif sıktı. Derince yutkunup önüme döndüm, annesi gelmişti yine aklına.
"Babam yaşıyor mühendis ama annem sizlere ömür."dediğinde hepsinden üzgün mırıltılar çıktı. Biliyorlardı acıyı, tanıyorlardı.
Poyraz amcamın karısı onu aldatınca boşanmışlardı, Pars amcamın karısı onu terk etmişti, Pamir amcamın karısı ölmüştü. Hepsi biliyordu annenin yokluğunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Giriş Var Çıkış Yok | Yarı Texting
Teen FictionGiriş Var Çıkış Yok Grubuna 0572*** tarafından eklendiniz Giriş Var Çıkış Yok 0572***: Selamın Hellü gencolar 0572***: Ben benim sen sensin 0572***: Sen sensin o da o 0572***: O da o onlar da onlar 0572***: Onlar da onlar biz de biz 0572***: Biz de...