6.5

569 50 75
                                    

1 Ay Sonra

"Vuağ! Ya ne kadar tatlu!"diye bağırdı Cafer kulağımın dibinde. Ona hayıflayan bakışlar atmamla kıkırdayıp saçlarımı karıştırdı. "Hamilelik seni daha fazla sinirli yapmış Kraliçe."demesiyle kaşlarım daha da çatıldı ve hemen "Tan!"diye bağırdım.

Tan koşar adımlarla endişeyle yanımıza geldi. "Güzelim, karıcığım!"dedi ve yüzümü ellerinin arasına aldı. "Ne oldu bebeklerim?"demesiyle gülümsesem de sonradan aklıma gelen şeyle tekrardan kaşlarım çatıldı.

"Cafer bana 'Hamilelik seni daha fazla sinirli yapmış' dedi. Ben önceden çok sinirli miydim?"dememle Tan dediklerimle şaşkınlıkla kaşları havalandı. "Bunun için mi çağır-"derken hızla sözünü kestim.

"Bunun için derken! Önemsiz mi bu?!"dediğimde gözlerimin dolmasını görmesiyle başını hızlı hızlı iki yana salladı. "Olur mu öyle şey bebeğim? Önemsiz falan değil, hatta çok önemi."deyip Cafer'e döndüğünde Cafer şaşkınca bize bakıyordu.

"Bir daha karıma öyle deme gebertirim seni lan!"diye bağırıp yastık atmasıyla Cafer yastıktan kaçıp kıkırdadı ve ona orta parmak çekti.

"Yalnız."deyip bakışları üstüme topladım. "Gebertirim deme, ayıp. Ölmesin benim Cafer'im."dememle yine gözlerim dolmuştu. Cafer bana öpücük atarken Tan başını hızla salladı. "Peki güzelim. Bir daha demem gebertirim diye." Memnunca sırıtıp yanağından öptüm. "Aferim kocacığıma." O da benim gibi memnunca sırıtıp dudaklarıma bir öpücük kondurdu.

"Tan?!"diye bağıran babamın sesini duymamla kıkırdayıp ondan ayrıldım. Tan babama döndü bıkmışça. "Cafer birdi bu iki oldu ya."diye sayıkladıktan sonra somurtarak mutfağa geri gitti.

Yemek yapıyorlardı bana hep beraber çok canım çektiği için.

Arkaya yaslanıp ikizlere hamile olduğum için çıkmaya başlayan karnımı ovaladım.

Bütün o korkunç anlardan 1 ay geçmişti ve hepimiz zar zor alışmıştık eski hayatımıza. Orada şakaya vursak da, ağlamasak da aslında hepimizi derinden etkilemişti. Özellikle de Cafer ve ben için.

Herkes ekstra üstümüze titremeye başlamışlardı. 1 hafta Cafer ne derlerse yapmışlardı çünkü onu kaybetmekten deli gibi korkmuşlardı, bu onlar için lütuftu.

Benim canım ne çekerse, neye nazlanırsam harfiyen yerine getirmişlerdi çünkü yaşadığım kriz ve düşük tehlikesi onları oldukça korkutmuş ve halen daha korkutuyordu.

Temizlik, yemek, boks ve birkaç şey daha yapmama izin vermiyorlardı asla. "Dur Kraliçe biz yaparız", "Dur bırak ben halledeyim.", "Sen yorulma, biz yaparız." falan diyorlardı sırf.

Babam ile aramızda oldukça güzelleşmişti. Kendisi ailemin yanına gitmişti. Poyraz abim biraz dövmüş, hırpalamıştı onu ama kıyamamıştı da.

Pars ve Pamir abim ise birkaç hayıflayıcı cümle söyledikten sonra ona sıkıca sarılmışlardı bırakmak istemezmiş gibi.

Babaannem bayılmıştı, oğlunu tekrar görmek ona tarif edilmez bir sevinç yaşatmıştı.

Şu an her şey iyidi ve her şey iyi olacaktı. Nadim ve adamları tutuklanmıştı. Asya orada vurulduktan sonra hayata geri döndürülmüştü zorluklarla, Ateş ile beraber hapse girmişlerdi.

Babamın arkadaşlarıyla ise tanışmıştık. Ekibin Caner'e karşı ilk farklı bakışları olsa da hemen affedilmiştiler. İyi insanlardı hepsi, güvenilir.

Babam artık her şeyi hatırlıyordu. Küçüklüğünü, gençliğini, annemi... En çok annem yaralamıştı onu. O ölüm anını hatırlamak birkaç gün kendi içine kapanmasına sebep olmuştu ama benim için eski haline hemen gelmişti.

Giriş Var Çıkış Yok | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin