6.4

546 54 105
                                    

Name Demirer'den

Hayat bana her zaman bir şeyler alırken bir şeyler verirdi. Bir şeyi alıyorsam ona karşılık bir şey alıhordu hep benden.

Ailemi almıştı zamanında. Beni onların yokluğunda, anne baba sevgisiz büyütmeye mahrum bırakmıştı.

Ne birisine anne diyebilmiştim hayatım boyunca ne de baba. Sadece fotoğraflardan ibaretti bu iki kavram benim için.

Ama şimdi yıllarca hasretiyle yandığım, saatlerce onun için ağladığım, hayatımda hep örnek aldığım o insan karşımıdaydı. Pusat Hisalar yani babam tam karşımdaydı.

Utanıyordu, başı eğikti. Dik tut başını demek istiyordum. Benim babam asla eğmez başını dik tut, demek geçti içimden ama sustum. Her zamanki gibi sessiz kalmayı seçtim. Babam benim sessizliğimdi çünkü.

"Özür dilerim." Geçti dudaklarından dakikalar sonra. "Sana neler yaşattım bilmiyorum ama özür dilerim. Benim de içim yanıyor, bende ağlıyorum, bende haykırıyorum."dediğinde gözlerini kaldırıp gözlerimin tam içine baktı. "Bende acıyorum sensiz geçen 23 yılıma. Bende sızlanıyorum kaybettiğimiz zamanlara."dedi içli içli.

Benim de gözlerim doldu o an. 23 yıl, dile bile az gelmeyen bu yılı yaşamak benim için bir azap olmamıştı ama babasız yaşamak kesinlikle büyük bir zorluktu her zaman.

Dağ gibi babam var demek isterdim hep, diyemezdim. Belki de artık diyebilirdim. Belki de artık her şey daha iyi olabilirdi.

"Öğrendiğim an yanına gelmek istedim."dedi ellerimi tutarak. Tan'ın belimdeki eli sıkılaştı koruma içgüdüsüyle. Bende daha fazla tedirgin ve temkinliydi.

"Ama yapamadım. Bu bir vazifeydi ve biz askerler vazifelerimiz için her şeyden vazgeçebiliriz, vatan için. Bende seninle daha erken tanışmaktan vazgeçmiş oldum."dedi yutkunarak, ellerimi sıktı. "Seni ne kadar sevdiğimi bilemezsin güzel kızım, tahmin bile edemezsin. Benim hafızam silinikti, sadece seni doğru düzgün olmayan şekilde hatırlıyorum. Ama seni gördüğüm o an her şey zihnime tekrar girdi. Seni canlı kanlı gördüğüm, kokunu içime çektiğim o an."dediğinde daha da yaklaştı. Gözümden bir yaş düştüğünde Tan hemen o yaşı sildi.

"Ağlama."dedi kıyamayan sesiyle kocam ve babam aynı anda. Sonra birbirlerine garip bir şekilde baktılar. Tan babama şüpheyle bakarken babam ise Tan'a sinirle, kıskanarak bakıyordu.

"Bir de bu hırzo olmasa iyi olacak da."diye homurdandığını duymamla kıkırdadım. İkisi de gülüşümü duyup bana döndüler.

"Belki hatam yok."dedi babam yanıma oturarak. "Belki de var sana göre. Bu senin kararın. Ama varsa ki bir kusurum affet beni yalvarırım."dediğinde gülümsedim ve dayanamayarak kollarımı onun boynuna sardım.

"Baba!"diye feryat döküldü dudaklarımdan.

Asla naz yapmayacak ya da başka bir şekilde hatalı olduğunu düşünerek olan karşı belirli bir duvar örmeyecektim. Yıllarca onsuz kalmıştım yaşadığını bilmeden, şimdi yaşadığını bilirken ondan uzak duramazdım.

Babasının kızı derlerdi bana her yerde. Ben babamın kızıydım ve artık bir dakika bile ondan uzak durmak istemiyordum.

"Bebeğim, güzel kızım."diyerek o da beni sardı sıkıca. Bir eli saçlarımı okşarken diğer eli sırtımı okşuyordu. Dudaklarını sayısızca saçlarıma bastırdığını hissedebiliyordum. "Canım, kanım."diye fısıldadı titreyen sesiyle ve gözyaşlarını hissettim. Onun ağlamasıyla bende dayanamayarak ağlamaya başladım.

Kaç dakika böyle kaldık bilmiyorum ama bir süre sonra zorlukla ayrıldık birbirimizden. Eli yanağımı bulup okşadı. "Güçlü kızım benim, her şeyim."dedi anlımdan öperek.

Giriş Var Çıkış Yok | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin