Hayat acımasızdı. Verirken aynı zamanda almayı da biliyordu.
Elim karnıma gittiğinde yutkundum. Bana, bize bebeğimizi vermişti. Peki ya alırsa? Ya da aramızdan birini alırsa? Nasıl devam ederdik ki hayatımıza? Nasıl yaşardık, nasıl nefes alırdık, nasıl gülebilirdik ki?
Biz bir aileydik ve aramızdan birisi eksilirse diğerleri de yaşamayı keserdi. Biz birbirimize bağlıydık, yaşamamız için hepimizin yaşaması lazımdı.
Tan'ın bakışlarıyla karşılaşınca yutkundum. Gözlerimde korku vardı, gözlerinde korku vardı. Diğerlerine baktığımda onlarda da o korkuya şahit oldum. Hepimiz korkuyorduk, ölmekten değil aramızdan birini kaybetmekten korkuyorduk.
"Birbirlerimizle mi dövüşeceğiz?"diye sordu Dağ sakin kalmaya çalışarak. Nadim'den bir kıkırtı çıktı o anda ve başını iki yana salladı.
"Normalde birbirinizle kapıştırırdım sizi ama maalesef ki tolerans gösterme olasılığınız yüksek ve biz burada sonsuza kadar bekleyemeyiz." Hafifçe arkasında duran adamlarına baktı. "Benim adamlarım ile kapışacaksınız."
Adamlarından bir tanesi içi katlanmış kağıtlarla dolu bir fanus getirdiğinde Nadim'e doğru uzattı.
"Sikeceğim şimdi, sanki oyun oynuyor pezevenk."dedi Tan yanımda öfkeyle. Kunter başını salladı ona. "Şu an tek istediğim elimi boğazına sarıp onu öldürmek. Yoksa kurtuluş yok bu itten."dedi Kunter de. Ben ise dikkatlice fanusa bakıyordum.
Nadim aldığı keyifle elini fanusa atıp karıştırmaya başladı. "Bakalım ilk şanslı kişimiz kim?"dedi heyecanla, biz göz devirdik ona. Nadim kağıdı seçip fanustan çıkarttıktan sonra dikkatlice açtı.
"Ooo." Yaptı yazanı okuduğunda. "Survivor'dayız sanki amına koyayım."dedi Cafer sinirle. "Arkaya gaza getiren müziği de koyun tam olur."dedi Avni, histerik bir şekilde güldü.
"Avni!"dedi Nadim o an. "Hay konuşan ağzıma karides girsin."dedi Avni sinirli bir şekilde ve öne çıktı.
Nadim arkasına dönerek adamlarına baktı sonra bir adamı yeni bir fanus getirince oradan da hızla çekip açtı. "Ali ile yarışacak!"dedi keyifle.
Ali denen elemana kaydı bütün bakışlar. Mavi gözlü adam halen daha geride dururken Ali'nin omzundan tutup ona bir şeyler söylediğinde Ali onu onaylayıp öne çıktı.
"İkinizi de ringe alalım."dediğinde Avni bir taraftan Ali bir taraftan ringe çıktılar. Nadim keyifle koltuğuna otururken biz stresle maçı izlemeye başladık.
Nadim düdüğü çaldığında maç anında başladı. İkisi de sert hamleler yapıyor, işi uzatmak değil hızla bitirmek istiyorlardı.
Ali'nin vuruşları sertti ama Avni kadar çevik değildi. Ali'nin vuruşlarından Avni kıvrakça kaçabiliyordu.
Ali sert bir şekilde Avni'nin suratına yumruğu geçirdiğinde yüreğimin yerinden çıktığını hissettim. Elim korkuyla kalbime gittiğinde hızlı atışına karnımdaki bebeğim bile şahit oluyordu.
"Avni, lütfen."diye fısıldadığımda Cafer elini koluma koyup beni sıkıca kavrayarak sarıldı sakinleştirmek için.
Ali'nin vuruşu ardından Avni de öfkelenmiş olacak ki Ali'nin üstüne atlayarak karşı ataklar yaptı.
Maç sadece birkaç dakika sürdü ve Ali nakavt oldu. Bakışlarım Nadim'e kaydığında yüzünün beyazladığına şahit oldum. Bunu beklemiyordu, adamının kaybedeceğini aklından bile geçirmiyordu. Ama Avni kazanmıştı.
Öldür demek istedim o an. Öldür Ali'yi, tut sözünü demek istedim. Ama biliyordum ki Ali Nadim'in adamıydı ve Nadim kurallara göre değil kendi kartlarına göre oynardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Giriş Var Çıkış Yok | Yarı Texting
Teen FictionGiriş Var Çıkış Yok Grubuna 0572*** tarafından eklendiniz Giriş Var Çıkış Yok 0572***: Selamın Hellü gencolar 0572***: Ben benim sen sensin 0572***: Sen sensin o da o 0572***: O da o onlar da onlar 0572***: Onlar da onlar biz de biz 0572***: Biz de...