"Hadi ama Dağ. Mızıkçılık yapma."diyip dürttüm Dağ'ı. Dağ ise bana sırtını dönerek trip atıyordu.
Dağ'ın bir kızla konuştuğunu öğrendikten sonra yemek yemiştik ve şimdi de öylece oturup sohbet ediyorduk.
İlk başta bizimkilerin Ufuk'la anlaşamamaları konusunda korksam da sonradan hepsi önyargılarını kırmış ve gayet de iyi anlaşıyorlardı.
Hatta Ufuk'a bir talip bile bulmuştum. Kumsal Çevikli. Evet, Kunter'in kız kardeşi. Ufuk'la yaşıtlardı ve umarım ki iyi anlaşırlardı çünkü çoktan shiplemiştim.
Şimdi ise Dağ'a yanaşarak konuştuğu kızın kim olduğunu öğrenmeye çalışıyordum. Ama maalesef ki Dağ bir türlü ötmüyordu. Sanarsın ne yapacağım kıza?
"Al tamam al bak da kurtulayım."diyip telefonunu açınca sevinçle gülümsedim. "Sonunda be. Ne mızmızlandın."dedim, Dağ bana yandan bir bakış atınca elimle fermuar kapatır gibi ağzımı kapadım.
"Kız bu. Daha aramızda ciddi bir şey yok. Ben kızdan hoşlanıyorum kız da benden hoşlanıyor ama daha açılma, sevgili olma gibi bir durum yok."diyip kızın fotoğrafını gösterince gülümsedim. "Güzel kız."dedim imayla. Kızın fotoğrafına döndürdü ve başını salladı. "Öyle, çok güzel."dediğinde yanından kalktım. "O zaman ben görevimi hallettim."deyip asker selamı verince Dağ kıkırdadı. Oradan ayrılarak salondan çıktım.
Evet, planlarımı sokma zamanı.
Telefonumdan bilindik numaraya tuşladığımda bir süre sonra hemen açıldı. "Ya kızım, kafeden ayrıldın diye hiç arayıp sormuyorsun."diye kızdı Çağla bana. "Sordum ya şimdi."dediğimde sinirli sinirli sesler çıkardı. "Daha sormadın bile!"
"Nasılsın, iyi misin?"
"Bok gibiyim!"diye kınadı beni.
Hem sor diyor hem de sorunca kızıyor, anlamadım ben bu işi.
"Ya sen onu bunu bırak da bana gel."dediğimde duraksadı bir. "Niye ki?" Göz devirdim sorusuna. "Seni öldüreceğim, yeni cinayet kurbanı çıkmadı bana hiç."dediğim an küçük bir çığlık atıp "İmdat!"diye bağırınca burun dirseğimi sıktım.
Neden bu kadar aptal olur bir insan?
"Ya sinir etme beni, gel muhabbet edelim diye çağırıyorum ama bütün azarı ben yiyorum."
"Öyle desene kızım. Tamam geliyorum ben 5 dakikaya." Derin bir nefes çektim içime şükreder gibi. "Sonunda, gel bekliyorum. Hızlı ol."deyip suratına kapattım. Evet, insanların suratına kapatma hastalığım var.
Salona geri geçince Tan ile göz göze geldim. Beni görünce gülümsedi ve yanına çağırdı. Hızlıca yanına adımlayıp oturdum. Kolunu belime sararken kafamı göğsüne koydum.
"Naber aslan parçası?"dediğimde kıkırdadı, göğsü kalkıp indi.
"Çok romantiksin cidden. Gözüm yaşardı."
"Biliyorum biliyorum. Sen saçlarımı geriye attım say, üşendim şimdi."dediğimde saçlarımı okşamaya başladı.
"Öğrenebildin mi bari Dağ'ın konuştuğu kızı?"dedi, kafamı sallayıp onayladım onu. "Öğrendim, öğrendim."dediğimde şüpheyle baktı bana. "Sen sanki bir şeyler karıştırıyorsun ama."dediği an yüzüme en masum ifadeyi takındım. "Ne alakası var? Ben öyle bir insan mıyım? Ayıp ediyorsun sevgilim. Hem senin benim tarafımda olman lazım."dedim. Yüzü yumuşadı anında, yanaklarımdan öptü. "Tamam tamam, ne çeviriyorsan çevir senin tarafındayım."
Kapı çaldığında anında ayağa kalktım, hepsi garip garip bakışlar attı. "Selim'i falan getirdim deme bana!"dedi Ufuk korkuyla. Bakışlarım ucundan Tan'a kaydı Selim lafını duyunca. Yüzündeki ifade değişmiş öfke ve kıskançlık kaplamıştı. Selim'den nefret ediyordu, ölesiye. "Ay tövbe aşa Ufuk. Ben öyle şey yapar mıyım?"dediğimde korkuyla baktılar bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Giriş Var Çıkış Yok | Yarı Texting
Teen FictionGiriş Var Çıkış Yok Grubuna 0572*** tarafından eklendiniz Giriş Var Çıkış Yok 0572***: Selamın Hellü gencolar 0572***: Ben benim sen sensin 0572***: Sen sensin o da o 0572***: O da o onlar da onlar 0572***: Onlar da onlar biz de biz 0572***: Biz de...