2.0

1.8K 97 27
                                    

Name Hisalar'dan

"Hadi kızım hadi."diye bağırdı Cafer kapıdan. Göz devirdim ona karşı. Halen daha bıkmadan beni almaya geldiklerinde kapıma kadar çıkıyor ve kapıdan iki saat bana bağırıyordu.

"Geliyorum Cafer, geliyorum."dedim ve mutfağa girerek hazırladığım çantayı hızla kaptım.

Pikniğe gidicektik, hep beraber. Boks antremanımız hızlı bitmişti, bunun en büyük sebebi Vidalar'ın gelmemesiydi. Onlar gelmeyince hızla antreman yapmış ve erkenden çıkabilmiştik.

Bu piknik konuyu akşam konuştuğumuz için de her şey hazırdı, esyaları alıp çıkıyorduk. Çantamla kapıya vardığımda Cafer ilk beni süzdü ve eliyle beni onayladı.

"Mükemmel olmuşsun kardo."dediğinde saçımı geriye doğru attım. Üstüme beyaz, kırmızı çicekli bir elbise giymiştim. Geniş bir şekilde, önümden gelen dizime kadar bir yırtmacı olduğundan serin serin takılacaktım. Ayağıma da botlarımı geçirdiğimde tamamdım.

Cafer ile beraber aşağıya geçtik ve çantayı bagaja attık. Arabaya bindiğimizde Avni eliyle kendini yelpazelediğini görmemle güldüm. Her zamanki gibi oturuyorduk.

"Ya yanıyorum çok sıcak, ölüyorum, bitiyorum, şeker gibi çocugum ben zaten eriyorum."diye bağırdığında yüzümü buruşturduk. "Şeker çocuk mu? Senden olsa olsa acı biber çocuk olur Avni."dedi Kunter azarlarcasına. Avni onu kınıyormuş gibi parmağını salladı. "Acı biber olmam ben, şekerim bir kere."dedi ve kendi saçlarını karıştırdı. Ona göz devirerek önümüze döndük, bu çocuga laf anlatılamayacağını öğrenmiştim.

Bakışlarım yeniden dikiz aynasına gitti, Tan ise bunu hissetmiş gibi dikiz aynasından bana baktı ve sırıtıp önüne geri döndü.

Gruptaki en son olaydan sonra sadece piknik olayı için konuşmuştuk ama o zamanda karşılıklı bir sohbete girmemiştik.

Tan ile hep aramızda bir şey oluyordu ama sonra bir anda kesiliyordu. Bunun nedeni neydi bilmiyorum ama artık birinin kesin ve net bir şekilde adım atması gerekiyordu.

Yoksa iş Caferler'e kalacaktı ve bu bizim için çok sıkıntı olurdu. Onların sağı solu belli değildi.

Tan'dan hoşlanıyordum, bu kesindi. Ve o da biliyordu bende biliyordum ki o da benden hoşlanıyordu.

Açıkçası ikimiz de birbirimizden hoşlanırken sadece hoşlanmakla kalıp hiçbir adım atmıyorduk.

Araba durduğunda geldiğimizi fark ettim. Hepimiz sırayla indikten sonra bagaja yönelmiştik ki Cafer ve Avni koluma yapışarak beni ilerletmeye başlamıştı.

Açıkçası bu 'aptal olma kızım, bırak taşısın enayiler' hareketiydi. Buna gülerek onlara eşlik ettim.

Çok fazla kalabalık değildi alan. Biraz daha ilerleyerek küçük tepe gibi bir yere çıktık. Burası genişti ve yemyeşildi. Diğerleri de arkamızdan gelmiş ve çanta ile sepetleri bir ağacın altına koymuşlardı. Sepetlerden çıkardıkları örtüleri yere serdik ve hemen oturduk.

"İki dakika yol yürüdüm ama sanarsın Çin seddini geçmiş gibi hissediyorum. Bu durum şaka mı?"dedi Cafer sırt üstü yatarak. Avni de kafası kafasına gelecek şekilde biraz çaprazına yattığında bende onlara ayak uydurarak yattım.

"Şuradaki Anka kuşu mu?"dedi Avni gökyüzündeki güvercini göstererek. "Yok ananın kuşu."dedi Dağ sinirle. "Ya sen ne anlarsın sus, Kraliçe soruyorum."dediğinde güldüm. "Gerekirse sorma Avni. Güvercin o."dediğimde omuz silkti. "Olsun olsun, soracağım yine de."

"Oha şu ufo mu?"dedi Cafer de gökyüzündeki uçağı göstererek. Göz devirdim ona. "Aynen, götüne girecek."dedi Kunter ve alnına bir tane yapıştırıp parmaklarını birleştirdi ve Cafer'e yaklaştırdı. "Üfle kel olursun."dediğinde Cafer korkuyla iki-üç kere üfleyince güldük.

Cafer'in kırmızı noktasıydı saçları. Ama gerçekten de güzel saçlara sahipti. Bazen kıskanmıyorum değil yani.

"Acıktım ben, yemek yiyelim."dedi Kunter ve çantalara doğru koştu. Hepimiz ayaklanarak çantaların içindeki yemekleri çıkarıp güzelce dizdik.

🦋🥊

Yemeğimizin ardından hepimiz doymuş hatta şişmiştik. "Ya kesin kilo alacağım hıgğ."dedi Cafer karnını tutup yere uzanarak. "Bende bende."dedi Avni de yanına uzandı. "Bu aptallar hep aptallar."dedi Tan onlara göz devirerek. "Şapşik aptallar ama."dediğimde güldü ve kafasını salladı. "En şapşiklerinden."dediğinde bende onayladım.

Bize doğru gelen köpeği görmemle kaşlarım çatılırken etrafa baktım. Bizden başka burada oturan yoktu ve köpek bize doğru geliyordu. Köpeğe daha dikkatli baktığımda çok küçük bir cins olduğunu fark ettim, şu boyu küçük olup yüreği büyük olanlardan. Peşinde sahibi koşuyordu, tasması ise yerde sürünüyordu. Yüksek ihtimalle tasması elinden kaçırmıştı.

Köpek tam da Caferler'e doğru geliyordu. İçimde bir huzursuzluk oluşurken hızla bağırdım."Cafer, Avni kalkın, çabuk."diye bağırdığımda ikisinin de bakışları bana döndü. "Ya Kraliçe boşu boşuna kaldırıp kandırma bizi."dedi, onlara şaka yapıyorum sanarak. "Gevşekliğin sırası değil aptallar, koşun, köpek."dediğimde göz devirdiler. Köpek kısmını hakaret ediyorum sanmışlardı.

"Ha siktir lan."dedi Kunter yanımdan. O da köpeği fark etmişti. "Lan mallar kız haklı. Köpek geliyor." Lafını tam bitirdiği an salyalarıyla Cafer'in başına doğru eğilen köpeği görmesiyle gözleri şokla açıldı ve koca, erkeksi olduğu acayip şüpheli bir çığlık firar etti dudaklarında.

"Köpek köpek. Ayy salya iğrenç."diye  bağırıp ayağa kalktığında Avni de onun peşinden ayağa kalktı. Köpek sanki ne dediğini anlamış gibi ona fırladığında gözleri daha da çok açıldı. "Ha anasını avradanızı, köpek lan!"diye bağırdı sanki yeni fark ediyormuş gibi. "Cafer sakın koşma."dedi Tan ama Cafer onu dinlemeden korkarak çığlık atarıp koşmaya başlayınca köpek onu takip etmeye koyuldu. Köpeğin sahibi peşinden koşarken bizde hemen arkalarından koştuk.

"Abi dur bir, yakalayım köpeği."dedi çocuk bağırarak. "Ya ne durması kardeşim ırzıma geçecek köpeğin, parçamı koparacak. Belki de soyumu kurutacak. Benim hayallerim var duramam. Ağğ!"diye bağırdı ve daha hızlı koşmaya başladı. Köpek de onun hızlanmasıyla hızladı.

"Cafer mantıklı davran oğlum."dedi Dağ. Cafer bunu duymasıyla zikzaklar çizince birbirimize 'bu çocuk aptal mı?' bakışı attık.

"Cafer sen sakın mantıklı düşünme."diye bağırdım. Cafer eskisi gibi düz koşmaya başladı.

Köpeğin sahibi en sonunda köpeğin üstüne doğru atladığında köpek hissetmiş gibi Cafer'e doğru altadığında kıçından ısırmış oldu. Onların atlamasıyla bizde atladığımızda çabalarımız nafile kalmıştı.

Cafer'den koca bir çığlık çıkarken bizde düştüğümüz için çığlık atmıştık. Köpek muradına ermiş gibi Cafer'i bıraktığını gördüm ısırdıktan sonra.

Düştüğümü hissetiğim an gözlerim kapadım, düşerken otomatik kapatıyordum. Ellerimi yere koymaya çalıştığımda bir çift kolu tuttuğumu fark ettim. Yavaşça gözlerimi açtığımda tam yüzümün hizasında Tan'ı görmeyi beklemiyordum. Ben ona şaşkınca bakarken o bana sırıtarak bakıyordu.

Ellerini belime yerleştirerek "Bugün de çok güzel olduğunu söylemiş miydim?"dediğinde gülerek tek kaşımı havaya kaldırdım. Tam ağzımı açtığım anda çıkan büyük ses konuşmamı başlamadan bitirdi.

"Totom totom. Kıymetlim ağğ!"

Giriş Var Çıkış Yok | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin