6.3

100 23 33
                                    

Tan Demirer'den

Lavabonun kapısının açılma sesini duymamla dikleştim ve yerdeki ayakkabılarımı giymeye başladım. Kafamı kaldırdığım anda karşımda gördüğüm Dağ ile sesli bir küfür ettim.

"Endebur! Ne duruyorsun orada izbandut gibi?!"dediğimde Dağ göz devirdi bana ve yatağı gözleriyle işaret etti. "Yatağa yat geri."dediğinde bir kahkaha attım bozulan sinirlerimle ve kolumdaki serumu sertçe çıkardım. Gözlerini büyüttü Dağ o anda.

"Tan! Odadan çıkmayacaksın!" Ben ise onu dinlemeden kapıya doğru ilerlerken bu sefer karşıma çıktı ve hafifçe ittirdi. "Odada kalmalısın."dediğinde bir kahkaha daha attım. "Kim karar veriyor buna, o sikik doktorlar mı yoksa sen mi?" Dağ omuz silkti bana. "Ne fark eder ki? Sonuçta odada kalmalısın."

Bu sefer öfkemin taştığını hissettim. Ellerim yumruk olurken boynumdaki ve kolumdaki damarların da şiştiğine emindim.

"Dağ! Bak kardeşimsin, dostumsun ama seni de döveceğim göreceksin!" Dağ ise cevap vermedi. Onun sessizliğiyle yandan geçmeye çalışsam da yine önüme geçti. "Olmaz."

O an yakasından tutup sarsarak arkadaki duvara ittirdim onu. O ise şokla bana bakıyordu. "Kardeşimsin dedim! Dostumsun dedim! Uyardım ama dinlemiyorum beni. Karıma ve bebeğime giden yolu kesen her kim olursa olsun ecdadını sikmeye yemin ettim ben. Seni de amele sümüğüne dönüştürmek zorunlu bırakma beni ve rahat dur."deyip hızla odadan çıktım kolumdaki sargıyı umursamadan. Dağ'ın ise odadan bağırdığını duysam da gizlice aldığım anahtarla kapıyı kitledim.

Demir beni buraya getirdikten sonra bir anda ortadan kaybolmuştu. Dağlar ise omzumdaki yaradan dolayı beni zorla doktora götürmüşlerdi.

Ben ise karımı, bebeğimi ve kardeşim Cafer'i görmek istiyordum ama sabahtan beri bana iyi olduklarını söylemekten başka bir şey yapmıyorlardı. Onları ziyarete gitmek istediğimde de bunu yapamayacağımı ve dinlenmem gerektiğini söylüyorlardı, zorla ayağa kalkıp gitmeye çalıştığımda ise sakinleştirici vererek uyutuyorlardı.

Odada Numan koltukta uyuyordu. Kunter'in tuvalete girdiği anı kollamıştım zaten. Tek sorun Dağ olmuştu ama onu da halletmiştim.

En merak ettiğim Name iyiyse neden bir kere bile olsa ziyarete gelmemişti? Aynı şekilde Avni de yanıma hiç gelmemişti, onu da görmemiştim, sorsam da Name'nin yanında demişlerdi.

Kardeşim, Cafer iyi miydi peki?

Bilgisayar başında oturan kadını görmemle yanına gittim, o da bana döndü. "Name Demirer. Hangi odada acaba?"dediğimde bilgisayara döndü. "Nesi oluyorsunuz?" Gülümsedim. "Kocasıyım."dedim gururla. Bunu demek hep hoşuma gidiyordu ve hep hoşuma gidecekti.

"154. oda. Koridorun sonundaki."demesiyle hızla oraya ilerlemeye başladım. Kapılara tek tek bakıyordum, en sonunda 154. odayı bulmamla daha tıktıklatmadan içeriye girdim ve ilerledim.

Gördüğüm görüntü asla beklemediğim bir görüntüydü. Benim güzel karım ölü gibi solmuş bir şekilde, yüzünde oksijen maskeleri, kollarında sayısız serumla öylece yatıyordu. Avni de koltukta kıvrılmış uyuyordu.

Name'me yaklaştım şefkatle. Gözlerim dolmuştu, elini kavradım sakin olmaya çalışarak ama ellerim deli gibi titriyordu. "Bebeklerim?"diye fısıltı çıktı dudaklarımdan.

Ne olmuştu? Ben yokken ne olmuştu?

Hızla Avni'yi sarsmaya başlamamla Avni sıçrayarak uyandı. "Ananı sikeyim, deprem oluyor!"diye bağırdığında kafasına bir tane yapıştırdım. "Mal mal bağırma! Ne oluyor lan?!"diye seslenmemle Avni'nin bakışları beni buldu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 10 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Giriş Var Çıkış Yok | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin