1.0

5.7K 361 184
                                        

Selamlar. Nasılsınız?

Uzun bir süre birkaç aksaklıktan dolayı ne uygulamaya giriş sağlayabildim ne de bölüm yazabildim bu yüzden bölüm gelemedi kaç gündür. Burayı cidden acayip özlemişim ve girdiğim gibi yazmaya koyuldum. Neyse, yeni bölümle sizlerleyizzzz.

Name Hisalar'dan

Tan'ın mesajının üstünden yaklaşık on beş, bilemedin yirmi dakika geçmişti. Bana olduğum yerde kalmamı ve onu beklememi istemişti. Tabi ki de ısrar etmiştim ama dinleyen neredeydi ki? Yani anlayacağınız parkın biraz ilerisinde durmuş ve Tan'ı bekliyordum.

"Ya sikerler ama şimdi."dedim sinirle ve ilerlemeye başladım. Tanımadığım bir adamın lafını dinleyip, güvenip de bekleyendeydi kabahat. Gelmeyecekti işte.

Zaten böyle olmasını istemiyor muydum ki? Neydi bu zıtlık?

"Kafamı allak bullak etmeyi başardığın için teşekkür ederim Tan."

"Rica ederim."diyen sesi duymamla olduğum yerde çivilendim. Bu ses, bu koku. Tamam tamam şaka, kokusunu bilecek kadar psikopat değilim ama bütün kitaplarda böyle olurdu yani öyleydi galiba. Uzun zamandır kitap okumuyorum da.

En son ne zaman okumuştum? Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler'i gayet net hatırlıyordum. O zamanlar galiba.

"Sana gelmemeni söylemiştim."dedim ona doğru dönerek ve göz göze gelmek için kafamı biraz kaldırmam gerekti.

Kaç santim ya bu?

Hayır o değil fesat insanlar. Ondan bahsetmiyorum.

"Gelmemeni bahsetmene rağmen burada beklemen, etkileyici."dediğinde göz devirdim. "Eben etkileyici senin."dediğim an birkaç adım sesi daha duydum. "Kraliçe koydu ve gol."diye bağırdı aralarından biri.

Lan lan. Bunlar diğerleri değil mi?

"Lan ha siktir. Sizin ne işiniz var burada?"dediğimde bir tanesi elini kalbine koydu ve "İşte burada biricik, minnacık ama aynı zamanda kocaman olan o sevimli kalbimi kırıyorsunuz Kraliçe Hanım. Ayıptır günahtır."dedi. Kıkırdadım dediklerine. Bu ya Avni ya Cafer, net.

"Sizin ne işiniz varsa biz de ondan burayız."dedi diğerlerinden biri de. "Eee sizin ne işiniz var yani hepinizin. Benim evimin yolu amına koyayım. Sizin de mi evinizin yolu?"dedim sinirle. "Bu fazla zekiceydi."diyen kişi kesinlikle Dağtekin, net yani.

"Kafam ağrıdı oğlum, tek tek isimlerinizi söylesenize."dediğimde Tan bileğimden tutup biraz öne çekti beni. Hayırdır bakışı attığımda elini çekti ve diğer eliyle en baştakini gösterdi.

"Bu Avni."dediğinde doğru tahmin yaptığımı anladım. Evet mükemmel zekiyim, biliyorum.

"Bu Cafer."dedi ve yanındakini gösterdi. Cafer bana direkmen dil çıkardığında bende ona dil çıkardım, aynı anda kıkırdadık. Yanındaki hepsinden uzun olan adamı gösterdi. "Bu da Kunter."dediğinde Bay Kantar'la da tanışmış oldum.

Zaten bunun bizim Kunter olduğu çok belliydi yani.

"Bu da Dağtekin işte."dedi en sonda yorulmuşçasına. Kafamı salladım. Sonra eliyle kendini gösterdi. "Ben de Tan."dediğinde şaşırmış gibi yaptım. "Lan oha, aga sen şaka mısın? Cidden mi?" Tan ve Dağ dışında hepimiz güldük. Dağ ciddiyetle bir şeyler düşünüyorken Tan göz devirmeyi tercih etmişti.

Dağ'a dönüp 'ne oluyor' göz kırpması attığımda kafasını başka tarafa çevirince şaşkınca kala kaldım. "Sana kızgın Vida'nın yanına geldiğini söylemediğin için."dedi Tan fısıldayarak. Bu davranışına Kunter kaşlarını çatarken Cafer ve Avni pek siklememişti.

Onlar direkmen hayatı siklemiyorlar ama olsun.

"Onlara söylemedin mi?"dediğimde Tan'a kafasını sağa sola salladı. "Hayır, sadece Dağ'a."dedi. Kafamı salladım. Bende çaktırmayacaktım, diğerlerinin öğrenip boşa evham yapmalarını istemiyordum. Olay daha fazla büyümememliydi.

"Sadece sen gelecektin sanıyordum."dediğimde Tan sırıttı. "Bir randevu mu istiyordun? Kesinlikle senin için vaktim var, ayarlayabilirim." Omzuna sertçe vurduğumde yüzünü buruşturdu ama gülmeye devam etti. "Elin fazla ağırmış. Sert severim, bunu sevdim."dediğinde bu sefer ayağına tekme attım.

"Ne oluyor lan ne oluyor ağğğ?!"diyerek bağırdı Cafer ve hemen yanımıza geldi. "Lan Kraliçe kusura bakma ama ne yataktasınız ne de ringde, lütfen canom olan agamı dövmezsen çok müteşekkir olurum."dedi uzun uzun. Kaşlarımı çattım ve "Sen adabı muaşeret dersi mi gördün lan?"dediğimde kafasını aşağı yukarı salladı.

"Sen görmedin mi la?"

"Yoo. Biz o derste boş boş oturduk."

"Okul ismi ver, boş ders işlemek için liseyi yeniden okuyacağım."dediğinde kafasına yapıştırdım. "Aptal."

Kunter ve Avni de bize katılıcakken telefonumun sesiyle sohbet bölündü. Kulaklığımı takarak aramaya baktım. Ufuk arıyordu. Yazıyla gülümsedim ve hızlıca açtım.

"Ablacığım?"

"Ufukçuğum?"dedim bende onun gibi. Bizimkilerin hemen kaşları çatıldı.

"Eve gelmedin de merak ettim. Bir şey yok, değil mi?"dedi merak ve endişe karışımı sesiyle. Kıkırdadım bu haline, aslında Ufuk'un her hali beni güldürüyordu.

"Hayır bir tanem sorun yok. Arkadaşlarımlayım. Geçerim eve ben. Merak etme beni."dediğimde bir oh çekti içine. "Şu şey arkadaşların mı?"dedi. "Evet o şey arkadaşlarım."dedim.

"Tamam abla, kendine dikkat et. Bir şey olursa bizi ara hemen, çekinme."

"Tamamdır, uykun var senin sesinden belli, beni bekleme yat uyu sen."dedim. Birkaç mırıltı çıkardı ve telefonu kapattı. Bizimkilere döndüğümde kaşları çatık bana bakıyordular.

Ne oluyor aga?

"O kim?"dedi Tan.

"Ufuk."dedim net bir şekilde. "Bu kız şaka mı?"dedi Avni sinir bozucu bir gülümsemeyle. Sakin Avni, şakayım tabiki de.

"Sevgilin beklemesin seni. Gel bırakalım arabayla. Ya da şimdi kıskanır kızar falan."dedi Tan sinirli bir şekilde. Kıkırdadım bu haline.

"Hani sevgilin yoktu lan? Eklemlerini kırayım mı o lavuğun şimdi?"dedi Kunter sinirle. "Ya hayır Ufukçuğuma yazık."dediğimde Dağ HaspinAllah dermiş gibi bir sabır çekti içine. Galiba dedi de.

"Ya bir de Ufukçuğum diyor."dedi Dağ ve Cafer yanıma gelerek elini omzuma koydu. "Yalan mıydı bu yolculuk Name? Yalan mıydı lan Tan ile evliliğiniz?"

"Lan biz Tan ile evlenmedik ki."

"Olsun evlenmiş sayılırsınız."dediğinde kafasına vurdum. "Aptal mısınız ya, Ufuk kardeşim sayılır benim. Hatta daha 18 yaşında."dediğimde Cafer kafama vurdu bu sefer. "Aşkta yaş olmaz cinsiyetçilik yapma."dedi, küsermiş gibi kollarını da bağladı. "Cinsiyetçilik ne alaka oğlum?"dedim bende kollarımı bağlayarak. "Doğru ne alaka anasını satayım?"

"Şimdi sevgilin değil mi?"dedi Tan gözlerime bakarak. "Değil Tan, değil."dediğimde gülümsedi, bende gülümsedim.

"Ohh birisinin eklemlerini kırmaktan kurtuldum."dedi Kunter de olaya dahil olarak. Tan ile biz halen daha bakışıyorduk.

"Oğlum bizim geliş sebebimiz ne biz ne yapıyoruz?"diyince Dağ, Tan'dan gözlerimi çektim. "Ne için geldiniz?"dedim. Avni hemen bana sarıldı. "Seni görmek için bebeğim tabiki de."dedi ve saçlarımı karıştırdı. Eline vurdum bir tane.

"İyi eve gitmem gerek benim. Gelin benimle."dedim ilerlerken. "Bizi eve mi atıyor bu?"dedi Cafer arkamda, hepsi geliyordu peşimden.

"Galiba."dedi Dağ.

"En çok beni."dedi Tan'da.

Giriş Var Çıkış Yok | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin