Tan Demirer'den
Balkondan deniz kıyısına takıldı gözlerim ve o an istemsizce gülümsedim.
Deniz maviydi.
Name'nin gözleri de deniz mavisiydi.
Derin bir nefes çektim içime ve sandalyeyi çekip oturdum, geriye doğru yaslandım. Nefes alışverişlerim hızlanmaya başlamıştı.
Sikeyim, hepsi Name yüzündendi.
Kalbime hem zarardı hem fayda.
Zararı da pek sikimde değildi. Bana istediği kadar zarar verebilirdi, gam yemezdim.
Balkon kapısı sürülerek açıldı ve birkaç adım sesi duyuldu. Omzumda narin eller hissetmenle nefes alışverişlerim daha da hızlandı. Kafamı geriye doğru attım ve aşağıdan tersten ona baktım. Name'ye.
Name de başını bana eğmiş gözlerimi bakıyordu gülümseyerek.
Gülümsemene öleyim, bin bir kurban vereyim.
"Sevdin mi Antalya'yı?"dedi kıkırdayarak. Onun kıkırdama senfonisiyle benim de yüzümde bir gülümseme oluştu, gözlerimi onun mavilerinden çekmedim. "Evet."dedim sessizce.
Denizin dalgalarının sesi buradan duyuluyor. Name'nin kumral, açık saçları hafif rüzgarda dalgalanıyordu.
Name yavaşça başını bana doğru eğdi, dudakları ilk anlıma dokununca gözlerim yumuldu. Anlımdan yavaşça aşağıya doğru indi, burnumda gezindi bu sefer. Sonra yavaşça daha da aşağıya inince dudaklarımız birleşti.
Derin bir sesle hırlayıp ellerim tersten ensesini kavradı ve daha da eğilmesini sağladım. Birbirimizi tersten öpüyor, tersten öpüşüyor olsak da ikimizden de itiraz gelmedi. Tam tersine, yeni deneyimdi bizim için.
Dilim onun dudaklarının üstünde gezince inledi ve dudakları aralandı, hızla dilimi içine doğru soktum ve dilimi diline sürtmeye başladım.
O an da sertçe kapı çalmaya başladı. Sinirle küfürler savurduğumda elimi ensesinden çektiğim, geri çekildi.
"Geç kalmışlardı zaten."diye mırıldandığında başımı sallayarak onayladım onu ve ayağa kalktım. Kolum beline sarılırken beraber kapıya doğru ilerledik.
"Kapı hamile kaldı, geldik geldik!"dedi Name öfkeyle ve kapıyı hızla açınca Cafer ve Avni dengelerini sağlayamayıp yere yapıştılar.
Ayaklarımızın önünde düşen ikiliye normalde olsa şaşırarak bakmamız gerekirken bu iki yabaniye o kadar alışmıştık ki artık normal geliyordu.
Kunter ve Dağ üstlerinden atlayarak içeriye geçtiler dikkatlice. Göz devirdim hepsi.
Benim odamı işgal etmek için doğmuşlar galiba.
Dağ ve Kunter koltuklara otururken Name, Cafer ve Avni'ye kalkmaları için ellerini uzattığında ikisi de birbirine sinsice baktılar. O an hızla olacakları kavrayıp adım attım. "Name-"dememe kalmadan Avni ve Cafer, Name'nin elinden tutup onu çekmeleriyle Name de yere yapıştı.
Cafer ve Avni Name'ye kahkaha atarken Name yerde homurdandı. "Piçler."diye mırıldandı ve ikisinin birden üstüne atladığında ikisinden de acılı sesler duyuldu.
Memnunca onlara yaklaştım ve elimi Name'ye uzattım kalkması için. Name elimi kavradı ve ayağa kalktı. Onun ardından da Cafer ve Avni de ayağa kalkıp üstünü düzeltirken Cafer bir koluma girdi hızla.
"Kahramanım! Beni nasıl kurtardın!"diye bana sokulduğunda elimi sallayarak ondan kurtulmaya çalışsam da elime koala gibi yapışmıştı.
Üzgünüm koalalar hakaret için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Giriş Var Çıkış Yok | Yarı Texting
Teen FictionGiriş Var Çıkış Yok Grubuna 0572*** tarafından eklendiniz Giriş Var Çıkış Yok 0572***: Selamın Hellü gencolar 0572***: Ben benim sen sensin 0572***: Sen sensin o da o 0572***: O da o onlar da onlar 0572***: Onlar da onlar biz de biz 0572***: Biz de...