6.0

277 32 168
                                    

Name Demirer'den

"Birazcık abartmadın mı?"dedim Tan'a bakarak. "Ya da abartmadınız mı?"dedim bu sefer hepsine bakarak.

Ellerindeki bebek eşyalarıyla donup bana baktılar. "Ya Kraliçe ne alakası var?!"diye başladı söylenmeye Cafer. "Evet bir yeğenimiz oluyor, bırak da bir şeyler alalım."dedi Avni de hemen Cafer'e katılarak. Kunter de atladı lafa "Ben bu iki mala katılmak istemesem de evet, haklılar."dedi. "Ben bu üç mala katılmak istemesem de haklılar."dedi Numan da. Dağ hepsine kınayarak baktı ve elindeki eşyaları sepete koydu. "Ben bu dört mala katılmak istemesem d-"

Sözlerini kestim hepsinin. "Ay tamam hiçbiriniz birbirinize katılmak istemeseniz de haklısınız, anladık."dedim bıkmışça. Onlar ise başlarını sallayıp eşyalara bakmaya devam ettiler.

Bende hemen Tan'a döndüm. "Peki sen kocacığım?" Tan hemen şaskınca bir kendini bir onları sonra da tekrar kendini gösterdi. "Baba olan benim anasını satayım. En doğalı benim almam."dediğinde ellerimi belime koyarak ona burun kıvırdım. "Tamam doğal da iki sepet doğal değil. Hem daha cinsiyeti bile öğrenmedik, biraz sabır."

Tan burnumun ucuna vurdu. "Rengin cinsiyeti olmaz ama endişeleniyorsan eğer hepsi beyaz ve sarı." Derin bir nefes verdim ve onlara laf anlatmaktan yorulduğum için kenardaki koltuğa oturarak onları izlemeye başladım. Onlar ise alışverişe devam ettiler.

2 saat ya! 2 saattir bebek için alışveriş yapıyorlardı. Bebek koltuğu, bebek arabası ve bebek ile ilgili daha ne varsa hepsini almışlardı. Ya daha bebek doğup dişi çıkmamışken diş kaşıyıcı bile almışlardı!

Bir de alışverişten önce hastaneye gitmiş ve hamileliğin doğruluğu, bebeğin sağlığı ve durumu hakkında birkaç test olmuştuk. Hamileydim ve her şey yolundaydı.

Karnımı ovaladım hafifçe. "Bu daycaların ve babanla çok işimiz var bizim."dedim sırıtarak ve kıkırdadım. Onlar diğer reyonlara geçerken ben halen daha oturuyordum, internetten bebek ve ebeveyn olmak ile ilgili birkaç sayfaya bakıyordum.

Koltuğun hafifçe çöktüğünü hissetmemle yanıma birisinin oturduğunu anladım. Yavaşça yanıma baktığımda kafasına şapka takmış ve burnuna kadar maske takmış bir adamı gördüm, bana birisini çağırıştırmasıyla kaşlarım çatıldı.

"Kaç."dedi sessizce, şapkasının ucunu tutup daha da aşağı indirdi yüzünü göstermemek için. O an hafifçe başımı kaldırıp etrafa bakmamla Nadim'in beni kaçırdığı zaman yanında olan birkaç adamın mağazada dolandığını görmemle bende başımı eğdim.

"Kimsin sen?"desem de kim olduğu hakkında cevap vermedi, sadece yine "Kaç."diye fısıldamasıyla ayaklandım ve Tanlar'ın yanına gittim. Onlar da her şeyi ödemişlerdi kasada.

"Gidelim."dedim Tan'ın koluna girerek. "Tamam karıcığım, alışveriş zaten bitti. Gidiyoruz."demesiyle çevreye baktım. Nadim'in birkaç adamı bize bakıyordu, benim bakmamla hemen kafalarını çevirdiler.

Hepberaber poşetlerle mağazadan hızlıca çıktık. Tan arabanın bagajına eşyaları doldurunca ben tedirgince arabaya baktım.

Ya arabaya bomba koydularsa? Ama koysalardı bizi öldürmek istiyor olurlardı ve ben Nadim'in bizden bu kadar kolay kurtulmak isteyeceğini sanmıyordum, o adam acı çektirmek istiyordu.

Hafifçe anahtarım düşmüş gibi yaparak eğildim ve arabanın altına baktım. Temizdi, bomba yoktu.

Arabaya yerleştik hemen. Tan arabayı çalıştırıp sürmeye başlayınca aynadan arkaya baktım, iki filmli siyah araba da peşimizden çalışıp geliyorlardı.

Giriş Var Çıkış Yok | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin