Tan Demirer'den
Güneş ışınları yatağımıza vururken gülümseyerek karımın karnını okşamaya devam ettim. "Güzel bebeklerim benim."diye fısıldadım onlara ve dudaklarımı belirginleşmiş karnında gezdirdim.
Name ise asla istifini bozmadan derin uykusuna devam ediyordu. Onun her derin uykusunda hafif açılan ağzını tekrar görmemle kıkırdayıp dudaklarına bir öpücük kondurduktan sonra ayağa kalktım.
Üstümü giyinip kendimi hemen mutfağa attım. Hayatım boyunca giymem dediğim o şeyi yaparak yemek önlüğünü de giydikten sonra internetten tarifi açtım.
Benim güzel karımın canı poğaça çekmişti ve bende kesinlikle yapmalıydım.
Malzemelerle yoğun bir kargaşaya girsem de en sonunda hamuru ayarlayabilmiştim. Tek şey içini doldurmak ve şekil vermek kalmıştı.
Bazılarının içine peynirlerden çeşit çeşit attım, bazılarını bebeklerimim canı tatlı çeker diye çikolatalı yaptım, bazılarını da haşhaşlı.
Ve son kısım kalmıştı. Şekil verme.
Name poğaçaları örgü şeklinde çok seviyordu bu yüzden ben de attığım kesikler sayesinde dikkatlice şeklini verdikten sonra yumurtalayıp yağlayıp fırına attım.
Umarım Name uyanmadan pişerdi.
Kapının şiddetle çalışıyla hızla kapıya koştum ve açtım. Bizimkiler sırıtır vaziyette tam karşımdaydı.
"Biz ge-"diye bağıran Cafer'in ensesine yapıştırdım hemen. "Sus lan, karım uyuyor."dememle hepsi güldükten sonra içeri geçtik.
"Ne o, mutfak adamı mı olmaya karar verdin?"dedi Kunter önümdeki un kaplanmış mutfak önlüğümü gösterek. Ona sinirli bir bakış attıktan sonra önlüğü mutfaktaki sandalyeye fırlattım. Ama hemen geri aldım.
"Kirlilik sepetine atmazsam karım kızar."dedim ve koşar adımlarla banyoya giderken onlar arkamdan hanımcılığım hakkında benimle dalga geçiyorlardı.
Yatak odasına girdim. Name halen daha uyuyordu. Sessizce yatağın kenarına oturdum ve onu daha doğrusu onları izlemeye başladım.
Onlara bakmak içimin hep huzur kaplanmasını sağlıyordu. Onlar benim için hayattı ve ölümdü. Ya onlarla vardım ya da onlarsız yoktum.
Yorganı dikkatlice üstüne örttükten sonra anlını öpüp odadan çıktım. Geri bizimkilerin yanına döndüm.
"Saçmalama Cemile!"dedi Avni Cafer'e cilveli cilveli. Cafer de ona öpücük attı. "Sen emret yeter bebeğim." İkisine de göz devirdik.
"Yeni yıla gireceğiz gençlik."dedi Numan heyecanla, Dağ göz devirdi ona. "E yani?" Cafer, Avni ve Numan birbirlerine baktılar. "Kutluyoruz!"dediler aynı anda.
"Lan bağırmayın!"dedim onlara yastık fırlatarak. Eğlip kaçtılar. "Şimdi düzeltin o yastıkları, karımı uğraştırmayın." Göz devirdiler ve yastıkları yerlerine geri koydular.
"Nerede kutluyoruz? Nasıl?"dedi Kunter de. Omuz silktim onlara. "Burada kutlayalım işte. Güzel bir çam ağacı var bizde süsleriz, tombala falan oynar, biraz içer, geri sayım yapar ve bitiririz."dedim ellerimi birbirine silkererek.
O an fırından gelen dink sesiyle onları umursamadan mutfağa doğru koşup fırını kapattım ve yatak odasına gittim.
Name'yi yatakta beklerken banyodan gelen duş sesiyle gülümseyip dolabı açtım. Her zaman kıyafetlerini duştan sonra ayarlayıp giyiyordu ama o zamana kadar üşüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Giriş Var Çıkış Yok | Yarı Texting
Подростковая литератураGiriş Var Çıkış Yok Grubuna 0572*** tarafından eklendiniz Giriş Var Çıkış Yok 0572***: Selamın Hellü gencolar 0572***: Ben benim sen sensin 0572***: Sen sensin o da o 0572***: O da o onlar da onlar 0572***: Onlar da onlar biz de biz 0572***: Biz de...
