Tan Demirer'den
Hayat inişli çıkışlıydı ama geçmiş özlem duyulurdu.
Hayatım boyunca mutlu bir aileye sahip olabileceğimi düşünmezdim, öyle hayallerim yoktu hiç benim.
Name Hisalar'ı tanıyana kadar.
Onu tanıdığım zaman aklımı başımdan almamıştı, aklımı kaybettirmişti bana.
Güzel bir kaybediliş, en güzel kaybediliş.
Hayaller kurmuştum onunla, onun kucağında benim çocuğumun olduğu hayaller.
Ve onların hepsi sırayla gerçekleşmişti.
O artık Name Demirer'di, o benim çocuklarımı tutan ve her zaman gücüne, sevgisine, şefkatine, hırsına, öfkesine, mutluluğuna ve diğer bütün hallerine hayran olduğum, aşık olduğum o kadındı.
Name Demirer aşık olduğum kadından ziyada aşkın kendisiydi.
Name Demirer hayallerim, hayatım, imkansızlıklarım ve imkanlarımdı. Gerçek ve yalan arasındaki ince noktaydı. Var oluşum ve yok oluşumdu.
Name Demirer benim için hayatın tanımıydı, her zaman da öyle kalacaktı.
Yanımda uyuyan güzeller güzeli eşime bakarken düşündüklerim gözlerimi doldurdu. Sait her zamanki gibi Name'ye sıkıca sarılmışken Susen de parmağımı minik eliyle sıkıca tutuyordu.
Hayattan başka bir şey isteyemezdim artık. Onlar vardı ya bana yeterdi.
"Güzellim." diye mırıldandım Name'nin yüzüne gelen saçları geriye doğru şefkatle iterek. Name uyurken gülümsemesiyle dudaklarına bir öpücük kondurdum, o sırada bir eli yanağımda hissettim, tırnaklarını geçiriyordu. Sait'ten başkası olamazdı tabi ki de bu kişi.
"Oğlum, bir gün de rahat mı dursan acaba?" diye homurdandım ve elini yanağımdan uzaklaştırdım. Sait tam çığlık atmak için ağzını açmıştı ki hemen ağzına emziğini soktum. "Sus lan kerata, annen uyuyor, zaten yorgun bir dur da uyusun." Sait Name'ye baktı ve elini onun yanağına koyup sonra bana döndü ve kafasını salladı.
İş annesi olunca hemen susuyordu velet, ben olsam çığlıkları basarak döverdi.
Susen'in mırıltılarıyla ona döndüm. Annesinden aldığı gözleriyle bana bakıp kıkırdamasıyla bende gülümsedim. "Babam." dedi Susen ve kollarını bana uzattı, bende hemen kollarıma aldım.
"Susen'im, güzel kızım, günaydınlar." Susen kıkırdayarak yanağıma bir öpücük kondurdu ve kollarını bana doladı. Sait ise bize bakıp homurdandı, kollarını bağlayıp bana arkasını dönmesiyle kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.
Lan bu çocuk ilk kez beni kıskanıp trip atıyordu.
"Sana da günaydın oğlum." deyip onun da saçlarının arasına bir öpücük kondurdum. O da hemen bana döndü ve kollarını bana uzattı.
Oha, zeytin dalı uzatıyor çocuk bir nevi.
Hemen diğer koluma da Sait'i alıp ayağa kalktım. "Anneniz uyusun, bizde güzelinden bir kahvaltı hazırlayalım." dediğimi dinliyorlar mıydı bilmiyorum ama birbirlerine bakıp sesler çıkarıyordular.
Mutfağa girerken aniden kapının çalmasıyla homurdanıp kapıyı açtım.
Tabi şaşırtmadı, bizimkiler yine sabahın köründe gelmişlerdi. Ama bu sefer gördüklerim kaşlarımı çatlattı.
Cafer'in kafasında bandaj vardı, Avni'nin de omzunda. Kunter ve Dağ da öfkeyle soluyordular. Numan ise onların arkasında umursamadan eğlenerek leblebi yiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Giriş Var Çıkış Yok | Yarı Texting
Teen FictionGiriş Var Çıkış Yok Grubuna 0572*** tarafından eklendiniz Giriş Var Çıkış Yok 0572***: Selamın Hellü gencolar 0572***: Ben benim sen sensin 0572***: Sen sensin o da o 0572***: O da o onlar da onlar 0572***: Onlar da onlar biz de biz 0572***: Biz de...
