Emin kendi odasının kapısını yavaşca açtı yatağına doğru yürüdü dizlerinin üzerine çöktü yatağının altına baktı elini uzattı bu sırada herkes merakla ona bakıyordu.Emin bir kutu çıkardı kutunun sağında,solunda,altında ve üzerinde 3'er tane pentagram vardı.
Ali:Emin bune! dedi.
Emin:abi inan bende bilmiyorum ama ben Seyfullah hocanın evinde kaldığım günden beri böyle bişeyin burada olduğunu hissetmiştim almam için bana işkence ettiler ben en azından biraz iyiyim bugün sizinle gidiyim dedim geldik aldım Niyazi ile gelmek isteme sebebim ise buydu onun ne olduğunu ben çok önceden beri biliyorum yani neler yaşadığını diyim daha iyi olur.
Niyazi:nasıl yani şimdi sen herşeyi... dedi Emin cümlesini tamamlattırmadan;
- evet ben herşeyi biliyodum bana musallat olan cinlerde biliyo senden korkma sebepleride bu çok güçlüsün onlara karşı verdiğin savaş beni bitiriyo.niye bana işkence yapıyolar sanıyosun herşey seni alt edemedikleri için acısını benden çıkartıyolar.dedi
Niyazi:sen nasıl öğrendin bunları?dedi tek kaşını kaldırmıştı.
Emin:ben bu konulara çok meraklıydım Niyazi o yüzden hep senin yanında oluyodum sana özeniyodum ama benim olayım istediğim gibi gitmedi tabi.dedi
Ahmet hiçbirşeye anlam verememiş bir şekilde boş boş bakıyordu ama duydukları karşısında çok şaşırmıştı.
Ali Emin'in elindeki kutuya almak için elini uzattı ve ''bana ver onu'' dedi.
Emin:Ali abi al buyur ama açmasan mı?dedi.
Ali:neden ? dedi.
Niyazi:abi bencede sanırım açmasan daha iyi olucak bu bir çeşit tuzak olabilir.dedi.
Ali çok kararsız kaldı kutuyu eline aldı ama sadece baktı.Emin daha sonra odasında dolaşmaya başladı yavaş adımlarla bilgisayarına doğru gitti ve bilgisayarını açtı.uzun süredir yazdığı bilgilerin olduğu bir dosya vardı ve bu dosya cinlerle ilgiliydi (yani cin kabileleri vs. gibi şeyler) Niyazi yanına doğru gitti ve ;
-bune Emin? diye sordu.
Emin:bak kardeşim ben diyorum ya uzun süredir uğraşıyorum birşeyler yapıyorum diye işte buda onlarla ilgili yazdığım şeyler di. artık silmemin vakti geldi akıllandım.dedi
Ahmet:E olum sen kendin kaşınıyormuşsun zaten daha kurtulamadın ve akıllandım diyorsun Allah Allah ya.dedi ve evden dışarı çıktı.
Emin umursamadı ve o dosyayı bilgisayardan silmek için uğraşıyordu ama ne yaparsa yapsın silinmemişti.
Ahmet dışarı da onların çıkmasını beklerken karşısından Hatice geçti yavaş yavaş yürüyerek ve kitici bakışlar atarak sanki yanında biri var gibi davranıyordu A hmet onu görünce ne yapıcağını bilemedi gözleri kocaman açıldı etrafına bakındı ve direk eve girip odaya doğru koştu.
Ahmet: Ali abi Ali abi! diye bağırdı.hepsi bir anda odadan çıktı.
Ali:Ahmet ne oluyo oğlum dur bi sakin ol.dedi
Ahmet:abi o kadını gördüm o kadınıı... dedi
Ali:hangi kadın.dedi aslında anlamıştı ama bir ihtimal belki yanlıştır diye sordu.
Ahmet:Hatice! dedi.
Emin sinsi bir şekilde bakıyordu hepsine hiç tepki vermemişti Niyazi kaşlarını çattı önce sinirle kapıya doğru baktı daha sonra Emin'e döndü yavaşca.
Ali:nereye gidiyordu nerde gördün! dedi
Ahmet:abi işte tam kapının önünden geçiyodu aşağı köye doğru iniyordu sanki yanında biri var gibi sürekli sağına dönüp birşeyler diyordu ve bana bakıp duruyordu işte bende hemen eve koştum.dedi
Ali dışarı çıktı etrafına bakındı arkasından Niyazi çıktı
Niyazi:gördünmü abi burdamı? dedi
Ali:yok oğlum gitmiş zaten bizim gözümüze çok gözükmez ama Emin'i kullanabilirler bu konuda dikkatli olmalıyız.dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.