Niyazi dinlerken adamın gözünün içine bakarak dinliyordu adam konuşmasını bitirince Niyazi kafasını önüne eğdi uzun bir sessizlik oldu hiç birşey söyleyemedi çok inanmak istemedi ama söyledikleri uydurmaca gibi değildi. ne yapacağını bilmiyordu birşey söylemeden dışarı çıktı.Haşmet üzülmüş bir şekilde arkasından baktı öylece yalan söylememişti.
Sacide:
-ben bi Emin'e bakayım.dedi ve odaya gitti.kapıyı açtı girip girmemek arasında kaldı öyle sadece Emin'i kapıdan izliyordu gözleri dolmuştu.
Ahmet:yenge gel istersen biz çıkalım Emin şuan sakin.dedi
Sacide dudaklarını sıktı gözyaşları dökülüyordu kafasını salladı ve yavaşca Emin'in yanına gitti ve oturdu.
Ahmet:Seyfullah abi ve Serdar hadi çıkalım yalnız kalsınlar. ha yenge hemen kapının önünde durucaz bişey olursa bağırman yeter.dedi ve çıktılar.
Emin yatıyordu bitkin bir halde sanki vücudunu kaybetmiş gibi zor hareket ediyordu ve oda ağlıyordu annesi biraz kaldır ve ourdular birlikte sarılıdılar,ağladılar..
Emin:anne ben özür dilerim,özür dilerim gerçekten özür dil...
Sacide:sus oğlum senin bi suçun yok ağlama lütfen..
Emin:ne demek suçum yok anne ben uğraşmasam başımıza bunlar gelmezdi. ben kendimi hissedemiyorum anne bedenime hapsoldular sanki bu benim bedenim değil gibi.sürekli acı çekiyorum ölümden dönüyorum anne.dedi
annesi o böyle konuştukça daha çok ağlıyordu tam konuşacakken Emin konuşmasına izin vermedi ve kendisinin tek dediği;
-Anne ben ölücem.dedi
annesi daha sıkı sarıldı ve;
-sus bak sus böyle konuşma oğlum böyle konuşma.dedi Emin daha fazla bişey söylemedi bir süre öyle kaldılar ve Emin uyumuştu yine çok yorgundu ve o uyuyunca Sacide yavaşca odadan çıktı gözleri çok kızarmıştı.tam kapıdan çıktığı an da
Ahmet:yenge iyi misin?dedi
Sacide:iyiyim çocuğum merak etme. Emin uyudu bu arada çok yorulmuş.dedi ve gülümsedi.
Ahmet:tamam yenge ne olur ne olmaz ben ve Serdar yanında kalıcaz onun siz içeri geçin.dedi
Seyfullah ve Sacide içeri geçti.
Salih:Ali gidelimmi artık biz herkesin huzurunu bozduk böyle de ama.
Ali:yok kardeşim sizlik bi sorun yok gitmek isterseniz gidin.dedi
hep birlikte kalktılar ve dışarı çıktılar Niyazi kapının yanında köşede oturuyordu yine çok dolmuştu ve sinirliydi ağlıyordu onların çıktığını görünce ayağa kalktı
Niyazi:Salih abi ve Sacide abla kusura bakmayın dedi gözlerini silerek.Haşmet ve karısı çoktn arabaya binmişti Salih Niyazi'ye sarıldı
Salih:tamam oğlum ağlama sakin ol sende geç içeri bu saatte buralarda bekleme hadi bakalım.dedi
Niyazi:tamam abi iyi günler size.dedi ve içeri geçti.
Seyfullah ve Ali onları gönderdi ve içeri girip oturdular.
Niyazi:ben bi Emin'e bakıyım.dedi
Ali:dur dur konuşalım oğlum Emin iyi uyuyo şuan Ahmet ve Serdar ilgileniyo onunla.dedi
Seyfullah:aynen bende bi kahve yapayım kendimize gelelim.dedi
Niyazi:tamam ozaman abi konuşalım.dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.