bir günü de böyle geçirdiler.
sabah olduğun da Ali Salih'i aradı ;
Ali:alo nasılsın kardeşim?dedi
Salih:iyiyim Ali iyiyim çok şükür sonunda beni aradınız burada meraktan öldük ne telefonumuzu açan var ne de mesaj atan..dedi
Ali:evet gerçekten kusura bakma ama elimizde değildi bunu sana biz bilerek yapmadık bize asla arama veya mesaj gelmiyordu.dedi
Salih:tamam şimdi bunu tartışmayalım lütfen bana güzel haberler ver.dedi Sacide kimle konuştuğunu merak edip yanına gitmişti Ali olduğunu alayınca oda Salih'in yanında umut dolu gözlerle beklemeye başladı.
Ali:dur sana haberleri ben veremeyeceğim.dedi ve telefonu Emin'e uzattı;
Emin:alo baba.dedi Salih çok mutlu oldu sesini duyunca
Salih:oğlum benim. aslanım. nasılsın?dedi ses tonu o kadar güzeldi ki Emin bile göz yaşlarını tutamıştı.
Emin:iyiyim babam iyiym hiç merak etme bak kurtuldum artık yani kurtuluğumu düşünüyoruz kesin bir şey olana kadar net konuşmak istemiyorum.dedi
Emin hem annesiyle hem de babasıyla konuşup telefonu kapattı.
Ahmet: İzmir'e ne zaman döneceğiz?diye sordu
Eyüp:hemen dönmesek iyi olur aslında.dedi
Ali:aynen tamamen bitti diyemiyoruz çünkü.dedi
Emin:abi ya bitmeyse...dedi
Ali:bitmediyse de bitene kadar savaşacağız başka bir yolu yok oğlum.dedi...
bir hafta sonra...
her şey sorunsuz bir şekilde devam ediyordu ,düzenli olarak ritüeller yapılıyordu. taa ki Emin'in bir gece ansızın kabus görmesine kadar..
Niyazi Emin'i duydu ve koşarak yanına gidip ışığı açtı sonra yanına oturdu ve ;
-noldu Emin?dedi
Emin nefes nefese kalmıştı Ahmet hemen su getirdi
Emin:Niyazi gitmediler işte gitmediler kabus gördüm çok kötüydü ahh.dedi
Niyazi:kardeşim bak sakin ol kabus diyorsun adı üstünde.dedi Emin sözünü kesti;
-ya hangi kabus bu kadar gerçek olabilir ya bilmiyorsun ne gördüğümü gitmediler işte olum!diye bağırdı.
Niyazi:bağırma lan bana biliyorum ben senin ne gördüğünü!diye oda ona bağırdı
Emin su içiyordu onu bıraktı Niyazi'ye baktı bir süre sonra;
-lan biliyorsun da neden inamıyorsun bana o zaman.dedi
Niyazi:inanmadığımı nerden çıkarıyosun sen?dedi
Emin:alt alt tarafı kabus diyip geçiyorsun oğlum daha ne olsun lan.dedi
Ahmet geldi ve,
-lan biraz sakin olun böyle çözülüyor mu ikinizi de dövücem en sonunda yeter artık lan yeter cidden!dedi çok sinirlenmişti ikiside ona baktı ve sonra daha sakin konuşmaya başladı.
Niyazi:bak Emin korktuğunu biliyorum ama sana musallat olan kabile o kadar büyüktü ki yani hemen gitmesini bekleyemezdik zaten dimi? onları önceden iliklerine kadar hissediyordun şimdi sadece kabusun oluyor nasıl bedenini yavaş yavaş kurtardıysak aklından da öyle silinecek.dedi
Emin:ama bu kabus bile değildi nerdeyse ben hissettim buradaydı..dedi
o sırada Eyüp de seslerine uyanıp yanlarına gitmişti ve sordu;
-kim buradaydı?dedi
Niyazi:Emin kabus gördü ve hissettiğini söylüyor.dedi
Eyüp:emin misin?diyerek Emin'e baktı
Emin:evet abi evet neden anlamıyorsunuz ya!diye isyan etti
Niyazi:Emin yeter anlıyoruz seni yeter!dedi
Emin gözlerini devirdi.
Eyüp:Niyazi o sıvıyla yaptığın rüteli şimdi tekrar yapmanı istiyorum.dedi ve o sırada Niyazi o gün yapmadıklarını hatırladı..
Niyazi:tabi ya sebebi bu biz bunu bir kaç gün yaptık ama bu gün yapmadık ve hemen saldırmaya çalıştılar. gidip alıp geliyorum hemen.dedi
Emin:abi ben bununla alakalı olduğunu sanmıyorum ama.dedi
Eyüp:neden?dedi
Emin:bir sıvının ne kadar önemi olabilir ki?dedi
Eyüp: onu sürdüğün de içinin ferahladığını hatırla mesela..dedi Emin bir şey söyleyemedi sonrasında Niyazi geldi ve olması gereken şekilde ritüeli yaptı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.