sabaha karşı Eyüp eşyalarını toplamıştı gitmek için hazırlanıyordu o sırada Selim geldi ve;
-hepimiz senin artık iyi bir insan olduğuna inanmıştık. neden böyle yaptın?dedi
Eyüp yüzüne bakamıyordu çünkü yaptığı şeyin gerçekten zararlı olacağını bile bile onları ateşe atmaya kalkacaktı.
Eyüp:buna mecburdum. eğer ben yapmasam onlar bana yapacaktı. ayrıca senin de benimle gelmeni istiyorum.dedi sert bir şekilde
Niyazi onları dinliyordu ve Eyüp'ün o dediğini duyunca hemen içeri girdi;
-Selim seninle bir yere gelmiyor.dedi
Selim:evet seninle gelmiyorum artık benim adıma karar vermeyi bırak. çok küçük olabilirim ama bana neyin zarar verebileceğini çok iyi biliyorum.dedi
Eyüp:Niyazi bu çocuk bana ait. siz onu benden çaldınız ve hala da zorla tutuyorsunuz.dedi tam Niyazi konuşacakken Selim girdi araya;
-ben sana ait değilim! asıl sen beni çaldın,çocukluğumu,annemi,babamı, her şeyimi çaldın şimdi de sahip çımaya çalışma.dedi ve ağlayarak oradan gitti.
Niyazi:bak Eyüp ne yaparsan yap bu çocuk tekrar senin yanında olmayacak. biz onu zorla tutmuyoruz ama sen zorla tutuyorsun. artık daha fazla uzatmadan ve tartışma çıkmadan yürü git burdan.dedi ve o da odadan çıktı.
Eyüp çok tuhaf hissediyordu. bir yandan gerçekten pişmandı bir yandan da tamamen bitirebilmeyi istiyordu.. daha fazla oyalanmadan eşyalarını aldı ve aşağı indi. kapının yanında Ali duruyordu
Ali:en büyük hata biz de. neden biliyo musun?diyerek yaklaştı
Eyüp tek kelime bile etmedi.
Ali: sana inandık çünkü sen de bir şeylerin değiştiğini düşündük bir olup elimizden gelen her şeyi yaparız diye düşündük ama.. dedi ve o sırada kapı çaldı.
Salih gelmişti. Ali kapıyı açtı;
-hoş geldin kardeşim.dedi ve ona sarıldı.Salih: hoş buldum ama pek iyi bir ortam sezmedim şu an.dedi
Ali:tatsız olaylar yaşandı evet şimdi de Eyüp'ü gönderiyorduk zaten.dedi
Salih:neden hayırdır bir problem mi var?dedi
Ali:yok Salih tamam. hadı iyi yolculuklar Eyüp.dedi ve kapıyı açtı. Eyüp gözlerini devirir bir şekilde bakış attı ve bir süre Ali'ye baktı daha sonra çıkıp gitti.. eğer kalmaya devam etse neler olacaktı bilmiyorlardı belki de herkesin arkasında tek tek plan kuruyordu..
Emin: hoş geldin baba.dedi ve Salih'in yanına gitti aynı şekilde evde ki herkes güzel bir şekilde karşıladı onu.
Salih: olanları duyunca inanamadım ben. o kadar korkunç ki yani ne demem gerektiğini bile bilmiyorum oğlum.dedi
Niyazi:abi şu an açma konuları ya müsait bi zaman da sana Emin anlatır her şeyi ama cidden içim karardı zaten yüzümüzün güldüğü yok biraz pozitif duralım lütfen.dedi
Ahmet:adam eşini kaybetti Niyazi ne olursa olsun bunu dememen gerekiyo.dedi
Salih:yok Ahmet Niyazi haklı zaten bin tane dert var başımızda benim gelir gelmez bu konuyu açmam olmadı biliyorum.dedi ve devam etti;
-Ali bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz peki. dedi
Ali: plansız ilerlemeye devam.dedi ve gülümsedi
Salih: bu iş sence de fazla uzamadı mı. bunları seni suçlamak için söylemiyorum ama sonucu beni korkutuyor. nereye kadar gidecek oğlum sağ salim kurtulacak mı? bunları düşünmekten deli oluyorum.dedi
Ali: haklısın Salih haklısın ama asla istediğimiz gibi gitmiyor hiçbir şey. güvenip yanımızda kalsın dediğimiz adam bize büyü yapacaktı şuna bak. biz şimdi neye göre ilerleyelim ne yapsak ne denesek sonucunda bir hüsran çıkıyor. tabi ki bu şekilde kalmayacak hiçbir şey ama acele edince de ortada kalıyoruz herkesi tehlikeye atıyoruz.dedi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.