Lübbey 105

553 22 12
                                    


ortam da rahatsız edici bir sessizlik oluşmuştu. Herkes Selim ne yapıyorsa ona izin vermişti. Selim ne yapıyorsa asla dikkatini dağıtmıyordu ve o anı bozacak bir hareket dahi yapmıyordu.

Niyazi içinden geçirdi 'Eyüp'ün bu çocuğu neden yanında tuttuğunu anladım' diye.. Eyüp sanki onun aklını okumuşcasına Niyazi'ye bakıp kafasını onaylıyormuşcasına salladı.

Selim Emin'e musallat olan cinlerle iletişime geçmeyi başarmışt. Bu onun için çok riskli bir şey di ama o bunu bile bile asla geri çekilmeden amacına ulaşmıştı.

Selim onlarla arapça konuşuyordu ne istediklerini, neden bu beden de olduklarını tek tek soruyordu dışarıdan bakıldığın da ise sadece ağzı oynuyor ve onları gördüğü için gözlerini sıkıyordu. Emin ise sadece gözleri kapalı ve korkunç bir şekilde tavana dikili duruyordu ikisi de yer de dizlerinin üzerin de oturuyordu.

Ali:Eyüp hiç iyi görümüyor bak ne yapıyorsa ara vermesini söyle küçücük çocuk bu!dedi

Eyüp: bak Ali o ne yaptığını da ne yapacağını da çok iyi biliyor artık karışma!dedi

Ali:ne demek karışma her ne kadar bilse de.. dedi ve Niyazi sözünü keserek;

-Abi benden duyman şaşırtacak ama Eyüp haklı. dedi bunu söylerken kafasını eğmişti çünkü böyle bir durum da ona hak vereceğini asla düşünmüyordu.

Ali:Niyazi? sen ne diyosun oğlum?dedi

Niyazi:abi sessiz ol her şeyin sonunda sen de anlayacaksın ne demek istediğimi.dedi Niyazi'nin böyle gizli konuşması Ali'yi sinirlendirmişti ve ;

-Niyazi yeter artık bu ev de birbirimizden gizlimiz saklımız olmayacak. ne yaşanıyorsa herkes bunu anında bilecek!dedi

Niyazi:abi şimdi sırası değil bekle sadece bekle!dedi

uzun bir süre sonra Selim gözlerini yavaşca açtı ve ağlıyordu. ellerini de Emin'den yavaşca çekti ve Emin de Niyazi'nin kucağına doğru düştü. herkes olayı anlamaya çalışıyordu ve bu sırada Eyüp;

-Selim, oğlum iyi misin?diyerek yanına oturdu Niyazi kucağına düşen Emin'in şaşkınlığın da kalmıştı.

Selim:Emin abi bu kadar kötü ne yapmış olabilir? ona kim yaptırmış? diye sayıklıyordu Ali bunu duyunca Selim'in yanına oda oturdu ve;

-neyi Selim?dedi

Selim:Emin abi onlarla karşı karşıya gelmiş resmen bir düşman seviyesinde ama onların kendisinden daha güçlü olup onu alt edeceğine asla ihtimal vermemiş belli ki. bu varlıklara kafa tutmuş.dedi

herkes şaşkınlıkla Emin'e baktı

Ahmet:ama nasıl? nerde? yani olaylar başladığından beri yanımızdan ayırmadık nasıl böyle bir şey olur?dedi

Selim:İzmir de.dedi cümlenin devamını getirmedi

Ahmet:evet İzmir'de ne ?dedi

Niyazi:Selim oğlum bak bize anlat ve çözelim susma lütfen susma!dedi

Selim:işte orda kaybolmuş bir gün elinizden kaçmasına izin vermişsiniz.dedi

bunun ne zaman olduğunu düşünmeye başladılar ama kimse hatırlamıyordu.

Eyüp:peki ne istiyorlar Emin'in eski haline dönebilmesi için?dedi

Selim:bir ceset veya başka bir insan tabi ki onlar başka ne isteyebilir. Emin abiyi bırakma ihtimalleri olması bile büyük bir mucize.dedi herkes de umut dolu gözlerler bakmıştı bir an ama onların istediği şeyi nasıl karşılayacaklarını bilmiyorlardı.

Ali:peki biz buna nasıl yapacağız? cesedi nerden bulacağız onu da geçtim bir insanı nasıl buna ikna edeceğiz?dedi

Eyüp: buna tabi ki kimseyi ikna edemeyiz ama zorla yapamayız diye bir şey de yok..dedi

LübbeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin