Niyazi:Seyfullah abi! diye bağırdı.Seyfullah ve Ali içeri geldi.
Seyfullah:efendim?dedi.
Niyazi:abi izinin olursa koltuğun şu kısmını bi kesmem gerekiyo?
Seyfullah:neden oğlum ne oldu?dedi.
Niyazi:abi bişey var burda kesmeliyiz.dedi
Ali:nasıl bişey?dedi ve Niyazi'nin yanına doğru gitti elini koltukta gezdirdi oda farketti.aynen Sefullah kesmeliyiz.dedi
Seyfullah:e tamam madem öyle kesin.dedi
Serdar mutfaktan bıçak getirdi ve Niyazi'ye uzattı Niyazi almadı ''koltuğa koy onu''dedi Serdar sorgulamadan koydu ve Niyazi bıçağı öyle aldı. dikkatli bir şekilde elini koyduğu yeri kesmeye başladı.ordan kestiği kumaşı aldı önce sonra büyük katlanmış bi kağıt parçası gördü.Ali''dur'' dedi ve sureler okuyarak kağıdı eline aldı.o sırada içeriden oldukça kalın bi ses geldi (kusma sesi gibi) Seyfullah ve Ahmet hemen Emin'in yanına koştu.kusuyordu ama kan kusuyordu Emin hiç iyi değildi.
Niyazi:Nasıl ya nasıl!! diye bağırdı Ali de kağıdı sure okudukça açıyordu tek tek kağıdı tamamen açtığında ev sallandı ve Emin yataktan yere doğru itilmişcesine düştü.
Ali gördükleri karşısında şok geçirdi resmen Serdar hemen koltuğun bi köşesine geçip oturdu çok korkmuştu Niyazi ise çok sinirliydi önce Emin'in yanına gitti.Seyfullah Emin'i yerden kaldırıyordu.Ahmet de gözlerini kocaman açmış bir şekilde bakakalmıştı Seyfullah da sure okuyordu zaten sabah olmuştu çok bir şey yaşanamdı ani bir rüzgar geldi ve ortam sakinleşti Emin biraz kendine geldi neredeyse ölüyordu.
Ali oturdu elindeki kağıda bakarak;
-ne yapıcaz şimdi!dedi.
Niyazi içeri gelmişti kağıdı yavaşca elinden alarak''yakıcaz abi yakıcaz''dedi.
Ali:doğru diyosun zaten saklarsak daha kötü olur.dedi ve mutfağa gittiler Nİyazi bi eline çakmağı aldı diğer eline de kağıdı ve yakmya başladı kimse duymuyordu ama onun kulağına can çekişen cinlerin uğultusu geliyordu bundan rahatsız oluyordu belli etmemeye çalışıyordu.kağıt yandıkça gözlerini kapatıp kaşlarını çatıyordu.
Ali:noluyo Niyazi?ded.
Niyazi:bişey yok tamam.dediği anda kağıt kül olup gitmişti.
Ahmet mutfağa geldi ve;
-o kağıt neydi abi?dedi
Ali:büyü.dedi başka birşey söylemeden içeri gitti.Niyazi biraz sinirle baktı ona bu bakışları Ahmet'in dikkatini çekti ve sordu
-kavga mı ettiniz niye öyle bakıyosun adama.dedi
Niyazi:yok bişey olmadı kendi kendine triplere girmiş .dedi
Ahmet:öyle deme ama.dedi.
Niyazi:ne var olum her yaptığıma karışmasın ozaman ben ne yaptığımı bilerek hareket edşyorum.çocuk değilim.dedi
Ahmet:ya senden haklıısn ama oda büyüğün sonuçta yardım etmek istiyo.dedi
Niyazi:eyvallah kardeşim onun yardımına ihtiyacım yok çok şükür elim ayağım sağlam ve ondan bin kat iyi şeyler yaptığımı düüşünüyorum.dedi ve içeri gittiler Emin uyanmıştı ve oda içeri geldi yavaş yavaş yürüyordu yaraları vardı hastaneye götüremezlerdi çünkü o yaralar bir günde iğleşemezdi ve göz altına alırlardı o zamana kadar da Emin çoktan ölürdü.bu yüzden kendi ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlardı.
Emin:günaydın herkese.dedi hafif bir gülümsemeyle zorla gülüyordu belliydi.
herkes tek tek ''günaydın'' dedi.
Serdar:iyi misin kardeşim gel otur.dedi
Emin:iyiyim kardeşim saol.dedi ve gidip oturdu.herkes acıkmıştı yemek sipariş etmişlerdi.yarımsaat veya 1 saat sonra yemek gelmişti ve ortaya hepsinihazırlayıp yemeye başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.