Lübbey 94

808 31 23
                                    

Seyfullah yanlarında değildi. Ve 4 kişi kalmışlardı neredeyse herkes sırasıyla kayboluyordu. Niyazi geri dönüp Seyfullah'ı aramak istedi ama diğerlerinin buna cesareti yoktu saat çok geçti ve ortam oldukça kızgındı.

Niyazi:Seyfullah abiyi gerçekten orada mı bırakacağız? Siz iyi misiniz! Dedi

Ali:tabi ki böyle olmasını istemezdik ama aynı zamanda ölmeyi de istemiyoruz Niyazi bak Seyfullah'ı tanıyoruz ve ben ne yapıp edip geri geleceğine inanıyorum.dedi

Niyazi:gelmezse ne yapacaksınız?Dedi

Ali sadece bakmakla yetindi çünkü diyebileceği bir şey yoktu.

Feyzullah: Emin yok Seyfullah da kayboldu şimdi kardeşim biz ne yapacağız. Bugüne kadar herkese yardımcı olup en yakınına yardimci olamamak nedir! Dedi

Ali: bize ne oluyor Feyzullah kendimize gelmeliyiz harbiden böyle işe ben.. Dedi ve daha fazla konuşamadı .

Karanlık bir sokakta bunları tartışırken ansızın yanlarına bir adam geldi ve;

-Selamun aleykum bu saatte burada ne yapıyorsunuz? Dedi

Bu adamla Ali konuşma ya başladı;
-Aleyküm selam kardeşim. Noldu neden sordun?

-bu saatte kimse çıkmaz da ondan.dedi

Ali:Sen niye dışarıdasın ozaman?Dedi. Aslında adam hiç güvenilir bir tip değildi üstündeki kıyafetler eski ve çok pis kokuyordu. Kendisi de öyle. Suratı da korkunç gözüküyordu. Sakalları oldukça fazla ve yüzünde izler olan bir adamdı.

-sesinizi duydum ben o yüzden.dedi

Ali:Tamam bi sorun yok hadi iyi günler kardeşim.dedo ve yanlarından gitmesini istedi ama adam uzaklaşmadı bile bu sefer kendileri gitmeye karar verdi.

Niyazi'nin elindeki kitap dikkat çekmişti ve yine o adam;
-O kitap ne?diye sordu

Niyazi:sanane? Dedi

-O kitabı bırakın!Dedi hareket etmiyordu ama emir vererek konuşmaya başlamıştı.

Niyazi adama yaklaştı ve;
-neden bırakayım?Dedi

-başına bela almak istemiyorsan bırakacaksın. Ama belli ki sen ölmek istiyorsun.dedi

Niyazi:Sen kimsin lan? Söyle bakalım nesin sen!Dedi ortam daha çok kızışıyordu ve tam o sırada Feyzullah;

-Niyazi yürü gidiyoruz hadi.dedi herkes neyin ne olduğunu anlamıştı. Niyazi biraz inat etse de en sonunda gitmeyi kabul etti bir kaç adım attıktan sonra arkalarına baktılar ve adam onların geldiği yere doğru gidiyordu.

Ahmet:abi şimdi nereye gidiyoruz Emin yok Seyfullah abi yok ne yapacağız böyle!Dedi

Ali: inan bizde senin kadar çaresiziz Ahmet görmüyor musun!Dedi

Ahmet: farkındayım abi ama onlar şuan iyi mi kötü mü onu bile bilmiyoruz belki sabaha ölecekler. Emin oldukça kötü bunu biliyorsun ama elimizden bişey gelmiyor bu ne!Dedi

Niyazi:Ahmet yeter tamam! Diye bağırdı durdum yere sürekli bir gerginlik oluyordu.

Biraz daha ilerlediler ve sokağı aydınlatan ışığın altında direğe bir adam yaşlanmış daha çok orada uyumuş(bayılmış) gibi gözüküyordu.

Niyazi hızla ona bakmaya gitti ve onun Emin olduğunu gördü. Ama şöyle kötü bir durum vardı Emin'i tamamen ele geçirmişlerdi.

Niyazi Emin burada diye bağırdı ve herkes arkasından koştu. Onu eve taşıdilar ve güçlü bir ritüele başlayacaklardı. Ama hâlâ bir kayıp daha vardı. Seyfullah. Ali onun kendini kurtarıp geleceğini düşünüyordu. Acaba gelebilecek miydi?

LübbeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin