Salih: haklısın dediklerinde ama bu kadar uzaması gerekmezdi.dedi
Ali:Salih her şey istediğimiz gibi gitseydi zaten burda olmazdık şu an da. dimi? o yüzden lütfen üstüme gelme. ben bi duş almaya gidiyorum kendime geleyim.dedi ve banyoya çıktı.
-
Eyüp gitmeden önce İsmail'in yanına uğradı..
İsmail:ne oldu hayırdır nede geldin?diye sordu
Eyüp: o kağıdı sen mi verdin Ali'ye?dedi
İsmail:ne kağıdından bahsediyorsun? sabah sabah sıkıntın ne Eyüp?dedi
Eyüp:dün seni eve bırakırken Ali'ye bir şey verdin gördüm. sakın yalan söyleme!dedi
İsmail:verdim evet ne olmuş? ne yapacaksın.dedi
Eyüp: bak seni öldürürüm! benim işime karışmak senin ne haddine!diye bağırdı İsmail sinirlendi iyice yaklaştı ve burun buruna geldiler
İsmail:ben o çocuğa zarar gelmesin diye kendi annesini öldürdüm onu yapmışken sana izin mi verecektim lan şerefsiz!dedi
Eyüp:benimle doğru konuş!dedi
İsmail: ne yapıcan cinlerini üstüme mi salacaksın? hadi durma zaten sen kendine güvenen biri değilsin hep bu arkanda ki kötülüğe güveniyorsun ama şunu unutma ki bir gün o en güvendiklerin sana zarar verecek. hadi git şimdi! dedi ve sertçe kapıyı yüzüne kapattı
nerdeyse herkes Eyüp'ten nefret etme derecesine gelmişti biraz durup kendini sorguladı ama haksız da olsa bu olanlar ve ona karşı tavırlar onu kızdırmıştı. ''bu burada,böyle bitmeyecek''dedi içinden.
-
Salih:artık İzmir'e dönmeyecek miyiz?dedi
Feyzullah: orada durumlar nasıl bilmiyoruz yani açıkcası ben kendi adıma konuşayım da hiç güvenmiyorum. Emin'in başına burda bile neler geldi şimdi tekrar dönerse olacaklar beni korkutuyor.dedi
Salih:aslında köy de çok bir şey olduğunu söyleyemem yani çok sessiz ve sakin bu sıralar ama tabi ne olacağını bilmiyoruz da. Emin sen dönmek ister misin?dedi
Emin:bilmiyorum baba her şeyden önce o anılara dönmek istemiyorum ama bir yandan da gönlüm gitme taraftarı.dedi
Ahmet: o zaman şöyle yapalım 1-2 günlüğüne gidelim eğer kötü hissedersen geri döneriz yani tabi çok istiyorsan böyle olabilir.dedi
Emin:evet o şekilde olabilir biraz merak da ediyorum nelerin değiştiğini.dedi
Niyazi:nedense gitmememiz gerektiğini düşünüyorum sanki bizi bekleyen bir şey var gibi orda.dedi
Ahmet:sen öyle diyorsan bunun altından kesin bir şey çıkacaktır. şu an hepimiz her konu da bir çıkmaz a girdik ve asla doğru karar veremiyoruz.dedi
Emin:ben de beni bekleyen biri olduğunu düşünüyorum aslında eğer gidersek öğrenebiliriz bunu. artık ne olursa olsun rahat rahat hareket etmek istiyorum ben. gidelim ve görelim ne olacaksa olsun.dedi
Salih:oğlum saçmalama neyle karşılaşıcağımızı bile bilmiyoruz ne demek ne olacaksa olsun sen kendini düşünmüyorsun ama biz seni düşünüyoruz!dedi biraz sinirlenmişti
Emin:aman be baba tamam zaten hepimiz bir gün öleceğiz buna biz karar veremeyiz. o yüzden gitmemiz de bir sakınca yok.dedi ama bunları söyleyen sanki Emin değil de bir başkası gibiydi..
Salih:bir daha böyle konuşursan sana hiçbir zaman atmadığım tokadı atarım o zaman görürsün işte.dedi
Emin gözlerini devirdi ve değişik hareketler,konuşmalar sergiliyordu. Niyazi biraz fark etti bunu ve Emin'i incelemeye başladı gün boyu onu izleyecekti. sanki bir şeyler yeniden hareketlenmiş gibi hissediyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.